Ahmet

85033279-739b-49d6-a085-2f5af0f0194c.jpg

9922f0cc-fa88-4803-a001-5119d2302481.mp4

f7399361-442b-40d2-8351-381e1fff48bc.jpg

957f6647-04d2-43ad-aa1b-0d2c630e9c36.jpg

Ana Sayfa

Hakkımda

Sinir Sıkışması

Omurilik Tümörü

Kanal Daralması

Hidrosefali

Anevrizma

Baş Ağrısı

Bel Fıtığı

Beyin Tümörleri

Beyin Biyopsisi

Boyun Fıtığı

Beyin Pili

Ağrı Tedavisi (Nokta Atışı)

Bel Kayması

Hipofiz Bezi Tümörü

Koku Alamama

Bel ve Sırt Ağrısı

Uyanık Beyin Ameliyatı

Omurga Kırıkları

Beyincik Sarkması

Hastalıklar

Haberler

Akademik Çalışmalar

Galeri

Kaynaklar

İletişim

Beyin Sağlığında Erken Tanının Gücü

beyin-sagligi-1.png

68b6eb642232a99f288b5d9cjpg-600x338.webp

Uyuşma ve Karıncalanma

beyin-tumorleri-11.png

beyin-kanamasi-99.png

Şiddetli Baş Ağrısına Dikkat

7 Yıllık Ağrılarından 4 Saatte Kurtuldu

7-yillik-agrilarindan-4-saat-de-kurtuldu-1-1.png

beyincik-sarkmasi-2.png

Beyincik Sarkması !!!

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Sinir Sıkışması</h2>
<h2>Sinir sıkışması deyince bundan ne anlamalıyız? Ortaya &ccedil;ıkışı nasıl ger&ccedil;ekleşiyor?</h2>
<p>Sinirleri ince bir elektrik kablosuna benzetebiliriz. Sinirlerimiz hareket etmemizi ve hissetmemizi sağlar. El ve ayak kaslarına giden bu sinirler bazı durumlarda, i&ccedil;erisinde seyrettikleri anatomik t&uuml;nellerin mikrotravmalar gibi nedenlerle daralması sonucunda basıya uğrayabilir ve sonucunda &ldquo;sinir sıkışması&rdquo;&nbsp;meydana gelebilir.</p>
<h2>V&uuml;cudumuzun daha &ccedil;ok hangi b&ouml;lgelerinde rastlanan bir durum?</h2>
<p>Sinir sıkışmaları v&uuml;cudumuzda herhangi bir anatomik b&ouml;lgede ortaya &ccedil;ıkabilir. En sık &ouml;rnek olarak karpal t&uuml;nel sendromu olarak bilinen ve el bileğinde median sinirin sıkışması ile ortaya &ccedil;ıkan klinik tablo g&ouml;r&uuml;lmektedir. Daha sonra dirseğimizin dış kısmında ulnar sinirin&nbsp; ve dizimizin yan-dış kısmında peronel sinirin&nbsp; sıkışmasına ait klinik tablolar g&ouml;r&uuml;lebilmektedir.</p>
<h2>Hangi fakt&ouml;rler sinir sıkışması riskini artırıyor?</h2>
<p>Şeker hastalığı, romatizmal hastalıklar, tiroid hastalıkları, menapoz, oturuş ve duruş bozuklukları, kırılan ya da yerinden kayan kemikler, hamilelik, aşırı şişmanlık (obezite), ani kilo kayıpları, t&uuml;m&ouml;rler, tekrarlayan yanlış hareketler (mikrotravmalar), otururken ve yatarken yapılan yanlış pozisyonlar (bilgisayar kullanma, yanlış spor, el işleri, s&uuml;rekli bacak bacak &uuml;st&uuml;ne atma, bağdaş kurup oturma gibi..) hastalığın g&ouml;r&uuml;lme oranını artırır. Cisimlerin elle sıkı ve şiddetli şekilde bir tutulması, bileğin aşırı b&uuml;k&uuml;lmesi gibi aktiviteler benzer şekilde g&ouml;r&uuml;lme oranlarını artırır.</p>
<h2>&Ouml;zellikle kadın-erkek, gen&ccedil;-yaşlı pop&uuml;lasyonda sıklığına dair farklı tablolar var mı?</h2>
<p>&Ouml;zellikle 40-60 yaşlarındaki kadınlarda, piyanistler, kuaf&ouml;rler, bilgisayar operat&ouml;rleri, bankacılar, diş hekimleri, heykeltıraşlar, ev hanımları gibi ellerini aşırı kullanan meslek gruplarında sıklıkla izlenir.</p>
<h2>Yaşam kalitemizi nasıl etkiliyor?</h2>
<p>Etkilenen sinire g&ouml;re şikayetler değişir. Şikayetler genellikle uyuşukluk, ağrı, ke&ccedil;eleşme ile başlar. İlerlediğinde g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, kaslarda erime (atrofi) meydana gelebilir.</p>
<h2>Tedavisi i&ccedil;in neler yapılıyor; &ouml;zellikle g&uuml;ncel cerrahi tedaviler neler? (Cerrahi y&ouml;ntemler, hastalardaki başarı oranları, iyileşme s&uuml;releri, yatış s&uuml;releri vs)</h2>
<p>Hafif ve orta d&uuml;zeyde sinir sıkışıklarında konservatif tedavi yapılır. Bu tedavinin asıl amacı, sinir &uuml;zerindeki baskıyı ortadan kaldırmaktır (&Ouml;zel bileklik kullanılması gibi). Ayrıca enflamasyon giderici ila&ccedil;lar yazılabilir veya kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Ağrıları azaltmaya y&ouml;nelik bir takım &ouml;zel egzersizler &ouml;nerilebilir.</p>
<p>Hastalar istirahat, rehabilitasyon veya diğer tedaviler ile iyileşmezse ve tetkiklerde ağır d&uuml;zeyde sinir sıkışıklığı saptanmışsa cerrahi tedavi yapılması uygundur. En sık uygulanan teknik, sinir dekompresyonu denilen a&ccedil;ık ya da endoskopik y&ouml;ntemlerle uygulanan ameliyatlardır. A&ccedil;ık cerrahide bir kesi yapılarak sinir &uuml;zerinde bası oluşturan bantlar kesilerek sinir serbestleştirilir. Endoskopik y&ouml;ntemde ise k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi yapılarak endoskopik kamera ile bant i&ccedil;eriden kesilerek bası kaldırılır. Her iki y&ouml;ntem de genellikle lokal anestezi eşliğinde yapılmaktadır. Ameliyat s&uuml;resi yaklaşık yarım saattir. Hastaya g&uuml;n&uuml; birlik yatış yapılabilmektedir.</p>
<h2>Tedavi edilmediğinde ya da geciktirildiğinde hasta nelerle karşılaşabilir?</h2>
<p>Sinir basısı elde ise hasta poşet taşıma, yazı yazma, bardak tutma gibi g&uuml;nl&uuml;k aktivitelerini yapmakta b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;eker. Bacaklarda olan ileri derece bası sonucunda ise hasta y&uuml;r&uuml;yemez, ayağını s&uuml;r&uuml;meye başlayabilir. Bu da ayağının takılıp d&uuml;şmesine, merdiven &ccedil;ıkamaması, ara&ccedil; kullanamaması gibi problemlere yol a&ccedil;ar.</p>
<h2>Korunmak i&ccedil;in g&uuml;nl&uuml;k yaşamda neler yapmalı, ne gibi egzersizler uygulamalıyız?</h2>
<ul>
<li>Oturuş,yatış ve duruş pozisyonlarına dikkat edilmeli, v&uuml;cut pozisyonlarını değiştirmeyi &ouml;ğrenmelidir. Uzun s&uuml;re yanlış pozisyonda kalmamalıdır</li>
<li>Ev hanımları s&uuml;rekli tekrarlayan bez sıkma, el işi yapma gibi zorlayıcı hareketlerden ka&ccedil;ınmalıdır</li>
<li>Benzer şekilde s&uuml;rekli klavye/fare kullananlar, bileklerini uzun s&uuml;re b&uuml;k&uuml;l&uuml; tutmamalıdır</li>
<li>Dirsekler masaya veya herhangi bir yere dayanarak &ccedil;alışmamalı, uzun s&uuml;re bacak bacak &uuml;st&uuml;ne atma veya bağdaş kurarak oturulmamalıdır</li>
<li>Ellerle &ccedil;ok fazla y&uuml;k taşımamalı ve b&uuml;k&uuml;l&uuml; tutulmamalıdır</li>
<li>Bağ, eklem ve kasları g&uuml;&ccedil;l&uuml; tutmak i&ccedil;in d&uuml;zenli olarak germe-esneme egzersizleri yapılmalıdır</li>
<li>Şeker, guatr ve romatolojik hastalığı olanlar hastalıklarını kontrol altında tutmalıdırlar</li>
</ul>

Sinir sıkışması; çevre dokuların sinirlere baskı yapması sonucu uyuşma, ağrı ve güç kaybıyla kendini gösterir. En sık el bileğinde (Karpal Tünel) rastlanır. İlaç tedavisine yanıt vermeyen durumlarda, mikrocerrahi ile sinir serbestleştirilerek kalıcı hasar ve fonksiyon kaybı önlenir.

anonymous-person-touching-her-wrist-suferring-from-arthritis-disease-close-up1.jpg

<h1 data-start="521" data-end="538">Omurilik T&uuml;m&ouml;r&uuml;</h1>
<p data-start="540" data-end="821">Omurilik ve omurga &ccedil;evresinde gelişen t&uuml;m&ouml;rler; bulundukları b&ouml;lgeye, omurilik ve sinir k&ouml;kleri &uuml;zerindeki baskıya g&ouml;re farklı şik&acirc;yetlere yol a&ccedil;abilir. Erken değerlendirme; sinir dokusunu korumak, ağrıyı kontrol altına almak ve uygun tedavi planını belirlemek a&ccedil;ısından &ouml;nemlidir.</p>
<h2 data-start="823" data-end="853">Omurilik T&uuml;m&ouml;r&uuml; Belirtileri</h2>
<p data-start="855" data-end="1004">Belirtiler zaman i&ccedil;inde artabilir ve &ccedil;oğu zaman ilk bulgu ağrıdır. T&uuml;m&ouml;r&uuml;n seviyesine g&ouml;re kol, bacak ya da g&ouml;vdeyle ilişkili yakınmalar g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3 data-start="1006" data-end="1032">Sık g&ouml;r&uuml;len şik&acirc;yetler</h3>
<ul data-start="1033" data-end="1303">
<li data-start="1033" data-end="1098">
<p data-start="1035" data-end="1098">Boyun/sırt/bel ağrısı (istirahatle ge&ccedil;meyen, zamanla artabilen)</p>
</li>
<li data-start="1099" data-end="1141">
<p data-start="1101" data-end="1141">Kol veya bacaklarda uyuşma, karıncalanma</p>
</li>
<li data-start="1142" data-end="1193">
<p data-start="1144" data-end="1193">Kas g&uuml;c&uuml;nde azalma, &ccedil;abuk yorulma, y&uuml;r&uuml;me g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;</p>
</li>
<li data-start="1194" data-end="1211">
<p data-start="1196" data-end="1211">Denge sorunları</p>
</li>
<li data-start="1212" data-end="1256">
<p data-start="1214" data-end="1256">İdrar veya bağırsak kontrol&uuml;nde değişiklik</p>
</li>
<li data-start="1257" data-end="1303">
<p data-start="1259" data-end="1303">İleri durumlarda belirgin n&ouml;rolojik kayıplar</p>
</li>
</ul>
<h2 data-start="1305" data-end="1335">Omurilik T&uuml;m&ouml;r&uuml; Neden Olur?</h2>
<p data-start="1337" data-end="1525">Her olguda tek bir neden g&ouml;sterilemeyebilir. Bazı t&uuml;m&ouml;rler omurilik &ccedil;evresinden k&ouml;ken alırken, bazıları v&uuml;cudun başka bir b&ouml;lgesinden omurgaya yayılım (metastaz) şeklinde ortaya &ccedil;ıkabilir.</p>
<h2 data-start="1527" data-end="1547">Tanı Nasıl Konur?</h2>
<p data-start="1549" data-end="1725">Tanı; şik&acirc;yetlerin değerlendirilmesi ve n&ouml;rolojik muayene ile başlar. Ardından g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemleriyle t&uuml;m&ouml;r&uuml;n yeri, yayılımı ve sinir dokusu &uuml;zerindeki etkisi netleştirilir.</p>
<h3 data-start="1727" data-end="1755">Kullanılabilen y&ouml;ntemler</h3>
<ul data-start="1756" data-end="1972">
<li data-start="1756" data-end="1787">
<p data-start="1758" data-end="1787">Omurga MR (en temel inceleme)</p>
</li>
<li data-start="1788" data-end="1840">
<p data-start="1790" data-end="1840">Gereken durumlarda BT (kemik yapı değerlendirmesi)</p>
</li>
<li data-start="1841" data-end="1915">
<p data-start="1843" data-end="1915">Kanser &ouml;yk&uuml;s&uuml; olan hastalarda yayılım araştırmasına y&ouml;nelik ek tetkikler</p>
</li>
<li data-start="1916" data-end="1972">
<p data-start="1918" data-end="1972">Bazı hastalarda sinir iletim/elektrofizyolojik testler</p>
</li>
</ul>
<h2 data-start="1974" data-end="1995">Tedavi Se&ccedil;enekleri</h2>
<p data-start="1997" data-end="2107">Tedavi; t&uuml;m&ouml;r&uuml;n tipi, yerleşimi, b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, hastanın şik&acirc;yetleri ve genel durumuna g&ouml;re kişiye &ouml;zel planlanır.</p>
<h3 data-start="2109" data-end="2127">Cerrahi tedavi</h3>
<p data-start="2128" data-end="2324">Uygun olgularda ama&ccedil;; omurilik ve sinirler &uuml;zerindeki baskıyı azaltmak ve m&uuml;mk&uuml;nse t&uuml;m&ouml;r&uuml; g&uuml;venli şekilde &ccedil;ıkarmaktır. Bazı hastalarda omurganın stabilitesini korumak i&ccedil;in ek işlemler gerekebilir.</p>
<h3 data-start="2326" data-end="2341">Radyoterapi</h3>
<p data-start="2342" data-end="2519">Bazı t&uuml;m&ouml;rlerde ameliyat sonrasında veya se&ccedil;ilmiş olgularda tek başına tedavi olarak planlanabilir. Hedefe y&ouml;nelik radyocerrahi se&ccedil;enekleri uygun hastalarda değerlendirilebilir.</p>
<h3 data-start="2521" data-end="2538">İla&ccedil; tedavisi</h3>
<p data-start="2539" data-end="2687">T&uuml;m&ouml;r&uuml;n t&uuml;r&uuml;ne g&ouml;re medikal tedaviler (&ouml;r. kemoterapi) g&uuml;ndeme gelebilir. Planlama, patoloji sonucu ve genel onkolojik değerlendirmeye g&ouml;re yapılır.</p>
<h3 data-start="2689" data-end="2724">Rehabilitasyon ve ağrı y&ouml;netimi</h3>
<p data-start="2725" data-end="2845">G&uuml;nl&uuml;k yaşama d&ouml;n&uuml;ş s&uuml;recini desteklemek i&ccedil;in fizik tedavi/rehabilitasyon ve gerektiğinde ağrı tedavileri planlanabilir.</p>

Belirtiler, tanı ve tedavi seçenekleri; tümörün yerleşimine ve tipine göre kişiye özel planlanır.

picture-persons-back-with-yellow-button-it.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Spinal Stenoz (Dar Kanal) Nedir?</h2>
<p>Omurlar, boyun, sırt ve belimizi oluşturan kemiklerdir. Omurga kanalı omurların arasından ge&ccedil;er ve bacakların-kolların g&uuml;c&uuml;n&uuml; ve hissini sağlayan, idrar ve gaita kontrol&uuml;n&uuml; sağlayan sinirleri i&ccedil;erir. Omurlar arasında diskler ve omurganın faset eklemleri bulunur.</p>
<p>Yaşlandık&ccedil;a, disklerin su i&ccedil;erikleri azalır. Bu durum diskin y&uuml;ksekliğinin azalması ve sertleşmiş diskin omurga kanalına doğru &ccedil;ıkıntı yapması ile sonu&ccedil;lanır. Reaksiyonel olarak, omurganın faset eklemlerinin kemik ve bağlarının kire&ccedil;lenmesine (kalınlaşıp genişlemesine) ve bunların omurga kanalı i&ccedil;ine itilmesine neden olabilir. Bu değişiklikler omurga kanalının daralmasına yol a&ccedil;ar. Daha &ccedil;ok yaşlılarda ve bel omurlarında g&ouml;rmekteyiz. Gen&ccedil; yaşta daha az g&ouml;r&uuml;len dar kanal daha &ccedil;ok doğumsal ve ya omurgaların kaymasına (listezis) ya da omurga eğriliklerine (skolyoz) bağlı oluşabilir.</p>
<p>Bu daralma, Fatih Sultan Mehmet k&ouml;pr&uuml;s&uuml;nde tadilat nedeniyle, yol şerit sayısının d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesine benzetilebilir. Bir şeritin kapatılması trafiği &ccedil;ok fazla aksatmayacaktır. Fakat ikiden fazla şeridin kapatılması t&uuml;m trafiği aksatacak ve işin i&ccedil;inden &ccedil;ıkılamaz bir hale gelecektir (Şekil 1). İşte, yavaş başlayan omurga darlığı zaman i&ccedil;inde belirgin hale geldiğinde (ikiden fazla şeritin kapanmasında olduğu gibi), belirtiler ortaya &ccedil;ıkmaya başlar. Boyunda olan kanal daralmasında, kollarda ve bacaklarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, hissizlik, idrar ve gaita(dışkı) tutamama gibi şikayetler olurken, sırt omurunda oluşan kanal daralmasında y&uuml;r&uuml;yememe ile idrar ve gaita tutamama g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Bel omurunda olan daralma sonucunda, belirli bir mesafe y&uuml;r&uuml;d&uuml;kten sonra bacaklarda kuvvetsizlik, uyuşma-karıncalanma gibi his değişiklikleri&nbsp; bu nedenle durup dinlenme isteği olur. Hasta tipik olarak &ouml;ne doğru eğilip dinlenirler ve dik y&uuml;r&uuml;yemezler. Hafif &ouml;ne eğik y&uuml;r&uuml;rler.&nbsp; Yokuş ve merdiven &ccedil;ıkarken zorlanırlar. Bacaklarına sık kramp girdiğini ve ayakta boşalma hissinin olduğunu şikayet edebilirler. Bel fıtığında hastanın şikayetleri sağ veya sol olarak tek taraflı iken, dar kanalda her iki kol veya bacakta tutulum vardır. Dar kanal yavaş gelişen bir hastalık olduğu i&ccedil;in bel ağrısı her zaman g&ouml;r&uuml;lmeyebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Nasıl teşhis koyulur?</h2>
<p>Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı veya fizik tedavi uzmanı tarafından hastanın yapılan muayenesi sonucunda r&ouml;ntgen, tomografi ve manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme (MR) tetkikleri istenebilmektedir. Dar kanal i&ccedil;in &ouml;zellikle MR ve tomografi g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lemeleri &ouml;nemlidir. Kanal darlığının derececesi ve fıtık olup olmadığı belirlenebilmektedir.Ayırıcı tanı i&ccedil;in elektrofizyolojik (EMG-SEP gibi) &ccedil;alışmalarda yapılmalıdır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Tedavisi?</h2>
<p>Kanal darlığında, konservatif tedavi mi (ila&ccedil; tedavisi, fizik tedavi), ağrı tedavisi (algoloji) yoksa cerrahi tedavi mi yapılacağı &ouml;nemlidir.</p>
<p>Dar kanal&nbsp;<em>başlangı&ccedil; safhasında</em>, hastaya ağrı kesici ve kas gevşetici ila&ccedil;ların verilmesi, yatak istirahati ve belini zorlayacak hareketlerden ka&ccedil;ınması &ouml;nerilir. Hasta tedaviye yanıt alamazsa fizik tedavi ve ağrı tedavisine (algoloji) başvurabilir. Dar kanal&nbsp;<em>İlerlerse (&ouml;zellikle y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş mesafesi 500 metrenin altına d&uuml;şm&uuml;şse)</em>, ağrı kesiciler, fizik tedavi ve algolojik girişimler fayda g&ouml;stermiyorsa, hastanın &nbsp;g&uuml;&ccedil; ve his kaybı, bacakta incelmesi, idrar-gaita ka&ccedil;ırma &nbsp;varsa veya yol y&uuml;r&uuml;me mesafesi giderek azaldıysa ameliyat olması gerekebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ameliyat</h2>
<p>Eğer ameliyat edilmez ve sinire bası devam ederse hastada idrar-gaita tutamama, ayaklarda, kollarda fel&ccedil; gibi sorunlar gelişebilir. Halk arasında ge&ccedil;mişten gelen bir korku mevcuttur. Ameliyat olursam sakat kalırım, uzun s&uuml;re yataktan kalkamam, veya tekrar ameliyat olurum gibi inanışlar var. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde teknoloji ve ameliyat y&ouml;ntemleri gelişmiştir. Tedavi olarak kanalın dekompresyonu (a&ccedil;ılıp rahatlatılması, yani yoldaki şerit sayısını artırmak) gerekir. Mikrocerrahi y&ouml;ntem ile hasta kısa s&uuml;rede ayağa kalkıp taburcuları yapılabilmektedir. &Ouml;zellikle biz, bel ve sırt dar kanalı olan hastalarda (boyundaki dar kanal hari&ccedil;) &uuml;&ccedil; mesafe dahil tek taraflı yaklaşımla iki tarafıda (unilateral yaklaşımla bilateral dekompresyon cerrahisi) a&ccedil;arak kanalı rahatlatabiliyoruz. Bu y&ouml;ntemle hastalara halk arasında platin de denilen vida ile f&uuml;zyon ameliyatlarına gereksinimi azaltmaktadır. Bazı farklı olgularda vida ile spinal f&uuml;zyon ameliyatları gerekmektedir (Takılan vidalar MR ile uyumludur). Hastaya g&ouml;re doğru tedavi planlanması yapılmaktadır. Hastanemizde dar kanal şikayeti nedeniyle opere ettiğimiz bir&ccedil;ok hastaya enstr&uuml;mantasyon (vidasız ameliyat yapılmakta) kullanmıyoruz. Kanal daralması ile birlikte fıtığı da varsa &ldquo;Mikrodiskektomi y&ouml;ntemiyle&rdquo; fıtığını da alıyoruz.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ameliyat sonrası İyileşme S&uuml;reci ?</h2>
<p>Dar kanal hastalarının &ccedil;oğunda ameliyattan sonra ağrılar azalmaktadır. Ameliyat sonrası aynı g&uuml;n ayağa kaldırılıp dolaşan hastalar ertesi g&uuml;n (1-2 g&uuml;n i&ccedil;inde) taburcu edilebilmektedir. Eğer hastada fel&ccedil; durumu uzun s&uuml;reliyse d&uuml;zelmeyebilir. Kısa s&uuml;re &ouml;nce başlayan fel&ccedil; durumunda hasta d&uuml;zelebilir. Ameliyattan 6 ay ile 1 yıl sonra t&uuml;m aktivitelerinde iyileşme g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Genellikle ameliyat sonrası bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı gerekir.</p>
<p>Bu hastalar genellikle kilolu yaşlı hastalar olup, kilo kontrol&uuml; (diyet) ve y&uuml;zmeyi &ouml;neriyoruz. Menapoza girmiş bayan hastalar, kemik erimesi olup olmadığı rutin olarak kontrol edilmeli ve kemik erimesi i&ccedil;in ila&ccedil;larını kullanmalıdırlar. Omurga sağlığı i&ccedil;in uygun tam ortopedik yatak, sandalye kullanılması, boyun ve bel omurları i&ccedil;in doğru olan hareketler hastaya mutlaka iyi bir şekilde anlatılmalıdır.</p>

Spinal Stenoz (Dar Kanal), omurga kanalının daralması sonucu sinirlerin baskı altında kalmasıdır. Bel ve bacak ağrısı, uyuşma, yürüme güçlüğü ve dinlenince azalan ağrı ile kendini gösterir; ileri durumlarda cerrahi gerekebilir.

front-view-doctor-explaining-anatomy.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Hidrosefali Nedir?</strong></h2>
<p>Hidrosefali, anne karnı da dahil her yaşta g&ouml;r&uuml;lebilen bir hastalıktır. Beyinde su toplanması olarak da bilinir. Hidrosefali, hidro=su ve sefali=baş kelimelerinin birleşiminden oluşur. Yunancada &lsquo;i&ccedil;i su dolu kafa&rsquo; anlamına gelir.</p>
<p>Hidrosefali beyin omurilik sıvısının (BOS, Serebrospinal Sıvı) kafa i&ccedil;inde, beyin&nbsp;<a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/Ventrik%C3%BCler_sistem">ventrik&uuml;llerinde</a>&nbsp;ve boşluklarında normalin &uuml;zerinde birikmesi sonucu oluşur ve bu hastalıkta &ccedil;ocukluk yaş grubunda genelde kafa b&uuml;y&uuml;mesi olur.</p>
<p>Beyin omurilik sıvısı normal bir su olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmemelidir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; beynimizi olumsuz y&ouml;nde etkileyebilecek şiddetli &ccedil;arpmalarda beynin korunması gibi hayati işlevleri vardır. Bu sıvıda kanımızda bulunduğu gibi besleyici i&ccedil;erik de mevcuttur. Beyinde g&uuml;nde yaklaşık yarım litre BOS &uuml;retilmekte ve &uuml;retilen bu BOS da beyin tarafından emilmektedir. Yani BOS v&uuml;cudumuzda s&uuml;rekli yapım, dolaşım ve emilim s&uuml;re&ccedil;lerinden ge&ccedil;er. Beyin boşluklarında ve beyinle omuriliği kavrayan kılıflar arasında dolaşmaktadır. BOS&rsquo;un &uuml;retiminde normalin &uuml;zerinde olması, emilim problemi yaşanması ve sıvının dolaştığı kanallardaki darlık veya tıkanıklık sonucunda dolaşımda problem yaşanması ile sıvı birikimi olabilir. Bu sıvının birikmesi sonucu beyinde bir baskı oluşur ve bu baskının beyinde pek &ccedil;ok hasara neden olduğu bilinir. &Ccedil;eşitli beyin hasarı, gelişimsel, fiziksel ve zihinsel bozulmalara yol a&ccedil;abilir.</p>
<p>Kendiliğinden iyileşebilen veya hekim kontrol&uuml;nde ila&ccedil;la tedavi edilebilen bir hastalık değildir ve tek &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; ameliyat olmaktır. Hastalığın teşhisi sonrasında ameliyatla tedavinin en erken s&uuml;rede yapılması gerekir. Tedavinin ge&ccedil; kalması veya hi&ccedil; yapılmaması gibi durumlarda hastalık &ouml;l&uuml;mc&uuml;l olabilir. &Ccedil;eşitli radyolojik tekniklerle anne karnında dahi teşhis konulabilir ve erken teşhis olduk&ccedil;a &ouml;nemlidir.</p>
<p>Hastalık, anne karnındaki bebeklik d&ouml;neminden başlayarak, &nbsp;ileri yaşlara kadar her d&ouml;nemde g&ouml;r&uuml;lebilir. Fakat her yaş aralığında bu hastalığın meydana getirdiği belirtiler farklılık g&ouml;sterir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Hidrosefali Nedenleri Nelerdir?</strong></h2>
<p>Bazen hidrosefali vakalarının nedeni kesin bir şekilde anlaşılamaz. Hidrosefali nedenleri doğuştan oluşan yani konjenital veya sonradan oluşan yani edinsel olarak 2&rsquo;ye ayrılabilir.</p>
<h3 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><strong><u>Doğuştan (konjenital) hidrosefali nedenleri:</u></strong>&nbsp;Bir bebeğin hidrosefali hastalığına sahip bir şekilde doğmasından BOS akışında problem yaratabilecek bir durum olduğu anlaşılabilir. Premat&uuml;re (erken )doğan bebeklerde de bu problem g&ouml;r&uuml;lebilir, hatta bazı premat&uuml;re bebeklerde beyin kanaması gelişebilir.</h3>
<ul>
<li>Spina bifida gibi bazı sağlık sorunları g&ouml;r&uuml;lmesi</li>
<li>X kromozomuna bağlı olarak g&ouml;r&uuml;len bazı mutasyonlar</li>
<li>Bazı nadir de olsa g&ouml;r&uuml;lebilen genetik bozukluklar (Dandy Walker malformasyonu gibi)</li>
<li>Beyin veya omurilik ile araknoid membran arasında bulunan i&ccedil;i sıvı ile dolu olan keseler yani Araknoid kistler</li>
</ul>
<h3 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><strong><u>&Ccedil;ocuklarda ve yetişkinlerde hidrosefali nedenleri:</u></strong>&nbsp;Bu &ccedil;ocukları veya yetişkinleri etkileyen hidrosefali genelde beyni etkileyen hastalık, travma veya yaralanmalardan kaynaklanır. Edinilmiş hidrosefali olarak adlandırılır.</h3>
<ul>
<li>Beyin ve omuriliği kavrayan zarda oluşan enfeksiyonar (menenjit gibi)</li>
<li>Beyinde oluşan t&uuml;m&ouml;rler</li>
<li>İnme</li>
<li>Kafalarda belirli nedenlerden dolayı oluşan travmalar ve yaralanmalar</li>
<li>Beyinde oluşan kan pıhtıları yani ven&ouml;z tromboz denilen durum</li>
<li>Beynin i&ccedil;inde g&ouml;r&uuml;len kanama durumları</li>
<li>Beyin omurilik sıvısının dolaşımının ger&ccedil;ekleştiği kanallarda doğuştan g&ouml;r&uuml;len darlık bazen ge&ccedil; d&ouml;nemde belirti verebilir.</li>
</ul>
<h3 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><strong><u>Yaşlılarda hidrosefali nedenleri:</u></strong>&nbsp;Beyinde hasar oluşumu, beyin kanaması, ge&ccedil;irilen bazı enfeksiyonlar sonucunda yaşlılarda hidrosefali gelişebilir. Diyabet, kalp hastalığı veya y&uuml;ksek&nbsp;<a href="https://www.medikalakademi.com.tr/yuksek-kolesterol-nedir-belirtileri-tedavisi-iyi-gelen-besinler/">kolesterol</a>&nbsp;gibi kan akışının olumsuz y&ouml;nde etkileyen kronik rahatsızlıklarıyla bağlantı olarak gelişebilir. Bu durumlar hidrosefali oluşumuna neden olabilecek fakt&ouml;rlerdir ancak kesin nedeni bilinememektedir. Bu hastalarda &ouml;zellikle normal basın&ccedil;lı hidrosefali g&ouml;rebilmekteyiz.</h3>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Hidrosefali Belirtileri</strong></h2>
<p>Hidrosefali tiplerine g&ouml;re ve hastalığın g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; yaşa g&ouml;re farklı belirtiler oluşturabilir.</p>
<h3 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><u>Doğuştan hidrosefali belirtileri:</u></h3>
<ul>
<li>Başın su toplaması nedeniyle normalden b&uuml;y&uuml;k olması,</li>
<li>Damarların kolay şekilde g&ouml;r&uuml;lebildiği kadar inceliğe ve parlaklığa sahip sa&ccedil; derisi</li>
<li>Bıngıldakta (bebeğin başının &uuml;st&uuml;ndeki yumuşak b&ouml;lge) su toplamasına bağlı olarak gelişen şişkinlik veya gerginlik</li>
<li>Kafatasında oluşan geniş boşluklar</li>
<li>Beslenme şeklinde oluşan bozukluk ve dengesizlik</li>
<li>Sinirli olma hali</li>
<li>Kusma</li>
<li>N&ouml;bet ge&ccedil;irme (Epilepsi, sara krizi)</li>
<li>S&uuml;rekli uyuklama durumu</li>
<li>Ayak ve bacaklarda bulunan kaslarda sertlik oluşması ve&nbsp;<a href="https://www.medikalakademi.com.tr/kramp-kas-spazmi-nedir-neden-olur-belirtileri-ve-tedavisi/">spazmlar</a>&nbsp;g&ouml;r&uuml;lmesi</li>
<li>G&ouml;zlerde kayma, g&ouml;rme problemi</li>
</ul>
<h3 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><strong><u>Yetişkinlerde veya &ccedil;ocuklarda hidrosefali belirtileri:</u></strong></h3>
<ul>
<li>Başta ağrı oluşması (Beyin sıvısı yatış pozisyonunda uzun s&uuml;re kalınması nedeniyle &ccedil;ok iyi boşalamamaktadır. Bu nedenle kişiler sabah kalktıklarında daha şiddetli şekilde baş ağrısı hissedebilir. S&uuml;rekli oturmak da baş ağrısını arttırabilir ve bu baş ağrıları hastalık ilerledik&ccedil;e, tedavi de edilmedik&ccedil;e s&uuml;rekli hale gelebilir.)</li>
<li>Boyun ağrısı</li>
<li>Kendini hasta, yorgun ve halsiz hissetmek</li>
<li>Sıklıkla uyku halinde olma (ileri durumlarda koma durumu dahi ger&ccedil;ekleşebilir)</li>
<li>Zihinsel bulanıklık yaşanması ve sık sık kafa karışıklığı oluşması</li>
<li>G&ouml;rme problemi, sıklıkla bulanık veya &ccedil;ift olarak g&ouml;rme</li>
<li>Y&uuml;r&uuml;mede zorluk yaşanması</li>
<li>İdrar ka&ccedil;ırma ve dışkıyı tutamama durumu</li>
<li>&Ccedil;ocuklarda kısa şekilde ve tiz bir sesle g&ouml;r&uuml;len ağlamalar</li>
<li>Kafa b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n de değişmesiyle beraber y&uuml;z g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml;nde ger&ccedil;ekleşen değişiklikler</li>
<li>&Ccedil;ocuklarda gelişimde gerilik oluşması</li>
<li>Hareketlerin yavaşlaması ve sınırlandırılması</li>
<li>Alınganlık ve kontrols&uuml;z olan ruh hali</li>
<li>N&ouml;bet ge&ccedil;irme (Epilepsi, sara krizi)</li>
</ul>
<h3 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><strong><u>Normal basın&ccedil;lı hidrosefali belirtileri:</u></strong></h3>
<p>Genellikle 60 yaşından b&uuml;y&uuml;k olan erişkinlerde g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu durumun başlıca belirtisi bilin&ccedil; kaybı yaşanmadan aniden d&uuml;ş&uuml;şlerdir.</p>
<ul>
<li>Y&uuml;r&uuml;mede bozulma, d&ouml;n&uuml;şleri rahat yapamama (Tipik terde mıknatıs varmış hissi şeklinde y&uuml;r&uuml;rler)</li>
<li>Zihinsel işlevlerin bozulması kaynaklı hafızada yaşanan problemler, unutkanlık</li>
<li>Başta ağrı hissedilmesi</li>
<li>İdrar veya dışkıyı tutamama durumu</li>
</ul>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Hidrosefali Tanısı Nasıl Konur?</strong></h2>
<p>Tanı konulmasında teknoloji ve tıbbın ilerlemesi sayesinde gelişen N&ouml;roradyolojik teknikler kullanılır. Bu tekniklere&nbsp;&nbsp;<a href="https://www.medikalakademi.com.tr/emar-mr-nedir-nasil-cekilir-manyetik-rezonans-ne-ise-yarar/">MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme</a>&nbsp;(BOS akım MR) ve&nbsp;<a href="https://www.medikalakademi.com.tr/tomografi-nedir-nasil-cekilir-bt-ne-ise-yarar-zararlari-nelerdir/">Bilgisayarlı Tomografi (BT)</a>&nbsp;&ouml;rnek verilebilir. Bu teknikler sayesinde beyin boşluklarında hastalığa bağlı oluşan genişlemeler ve beyin dokusunda meydana gelen değişiklikler tespit edilebilir ve hasta muayenesi ile birlikte de g&ouml;r&uuml;len semptomlar birleştirilerek hidrosefali tanısı kesin bir şekilde konulabilir.</p>
<p>Doğum &ouml;ncesinde anne karnındaki bebeklerde de bu hastalığa rastlanabilir. MRG ve u<a href="https://www.medikalakademi.com.tr/ultrason-usg-nedir-nasil-cekilir-ayrintili-ve-renkli-ultrasonografi/">ltrasonografi&nbsp;</a>anne karnındaki bebeğin beyin gelişimi ve beyin boşluklarındaki değişiklikleri belirlemeye ve bu değişikliklerin takip edilmesine yarayan tekniklerdendir. Bebeğin doğumundan sonra yapılan MRG işlemi ile birlikte de g&ouml;r&uuml;len hidrosefalinin nedeni belirlenmiş olur.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Hidrosefali Nasıl Tedavi Edilir?</strong></h2>
<p>Hidrosefali hastalığında diğer hastalıklarda olduğu gibi erken tanı &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Hidrosefali hastalığında ila&ccedil;la tedavi m&uuml;mk&uuml;n değildir. Tek tedavi y&ouml;ntemi cerrahi m&uuml;dahalelerdir. Bu cerrahi m&uuml;dahaleleri sadece beyin ve sinir cerrahisi uzmanları ger&ccedil;ekleştirebilir. Cerrahi m&uuml;dahalelerde bir&ccedil;ok y&ouml;ntem bulunur ve en doğru olan y&ouml;ntem hidrosefaliye neden olan fakt&ouml;rlere g&ouml;re se&ccedil;ilir.</p>
<p>Eğer hidrosefali nedeni BOS dolaşımının doğru şekilde yapılamaması ve bunun nedeni de dolaşım kanallarında olan tıkanıklık ise tıkanıklığın giderilmesine y&ouml;nelik bir cerrahi y&ouml;ntem se&ccedil;imi yapılmalıdır. Bu tıkanıklıkların nedeni t&uuml;m&ouml;r, kist gibi durumlar olabilir. Tıkanıklığın a&ccedil;ılamadığı durumlarda ise BOS&rsquo;un beyin i&ccedil;indeki dolaşım kanalları cerrahi m&uuml;dahaleler ile değiştirilebilir.</p>
<p><strong>Şant ameliyatı</strong></p>
<p>Genelde bu sıvının dolaşımı eski ve sağlıklı haline geri d&ouml;nd&uuml;r&uuml;lemez ve bu sıvı v&uuml;cutta bulunan herhangi bir boşluğa aktarılır. Genelde beyin omurilik sıvısının kolay emilebildiği karın veya kalpteki bir boşluk b&ouml;lgesine aktarımı tercih edilir. Bu aktarım işlemi i&ccedil;in &ldquo;şant&rdquo; olarak bilinen ince, uzun, elastik ve silikon &ouml;zellikli bir boru kullanılır. Bu işlemin tek y&ouml;nl&uuml; ve kontroll&uuml; bir hızda &ccedil;alışması gereklidir. Bunun i&ccedil;in de kafa derisinin altında bulunan bir pompa ve ince boru gereklidir. Bu işlem sayesinde beyin i&ccedil;indeki basıncın artması &ouml;nlenir. Beyin i&ccedil;indeki sıvının her g&uuml;n &uuml;retildiği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde bu sistemin s&uuml;rekli &ccedil;alışması gerektiği anlaşılabilir. Bu sistemin par&ccedil;aları deri altındadır fakat dokunulduğunda veya bir fiziksel muayene yapılması sırasında hissedilebilir. Bebeklerde ise dışarıdan bakıldığında g&ouml;r&uuml;lebilir. Şantın pil gibi bir g&uuml;&ccedil; kaynağına ihtiyacı yoktur. Bu işlem sonrasında gerekli kontrollerin yapılması durumunda hastalar hayatlarını sorunsuz şekilde devam ettirebilir.</p>
<p><strong>Endoskopik Ventrik&uuml;lostomi</strong></p>
<p>Endoskopik (kamera sistemi ile yapılan m&uuml;dahaleler) sistemler geliştikten sonra, &nbsp;g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde uygun hastalarda tercih edilen tedavi y&ouml;ntemidir. Endoskopik &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; ventrik&uuml;lostomi (sıvının dolaşması i&ccedil;in yeni bir yol a&ccedil;ılması) ve &nbsp;aquaduktoplasti (tıkanık olan yerin a&ccedil;ılması) olarak bilinen bu y&ouml;ntemde şant sistemine gerek yoktur. Ayrıca şant takılan ve s&uuml;rekli şant tıkanması gibi tekrarlayan problemi olanlarda, enfeksiyon sorunu nedeniyle şant &ccedil;ıkartılan hastalarda endoskopik y&ouml;ntem tercih edilebilir.</p>
<p>Operasyon, 1-2 cm uzunluğunda ufak bir cilt kesisi yapıldıktan sonra, kafatasına a&ccedil;ılan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir delikten endoskop (kamera) ile &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; ventrik&uuml;le ulaşılmaktadır. &Ouml;n alt b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne omurilik sıvısının dolaşması i&ccedil;in buraya bir yol a&ccedil;ılır. B&ouml;ylece biriken sıvı buradan gitmeye başlar. Ameliyat yaklaşık 1 saat s&uuml;rer. Ertesi g&uuml;n hasta taburcusu yapılmaktadır.</p>
<p>Uygun hastalarda şant ameliyatına g&ouml;re &ccedil;ok daha avantajlı olan bu y&ouml;ntemde, v&uuml;dumuza yerleştirilen herhangi bir plastik hortum ve sistem bulunmamaktadır. Enfeksiyon riski daha azdır. Şant tıkanması ve &ccedil;alışmaması gibi sorunlar g&ouml;r&uuml;lmez. Bunun yanı sıra bazı ameliyat riskleri bulunmaktadır. Nadiren de olsa ameliyatla a&ccedil;ılan ve sıvının boşalmasını sağlayan a&ccedil;ıklık kendiliğinden tekrar kapanabilmekte, g&ouml;rme sinirlerinde etkilenme olabilmektedir.</p>
<p>Genel olarak 1 yaş altındaki bebeklerde bu y&ouml;ntem tercih edilmemektedir.</p>
<p>Anne karnında tanı konulması durumunda bebeğin en erken olabilecek şekilde doğurtulması ve hastalık i&ccedil;in gerekli cerrahi m&uuml;dahalenin de en erken şekilde yapılması gerekir.</p>
<p>Hidrosefali tanısı ge&ccedil; konulduğu takdirde &ouml;l&uuml;mc&uuml;l olabilen bir hastalıktır. Bu y&uuml;zden belirtilerin g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşunda kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.</p>

Hidrosefali, beyin ile omuriliği çevreleyen boşluklarda bulunan BOS (beyin omurilik sıvısı) miktarının normalin üzerine çıkmasıyla ortaya çıkan nörolojik bir durumdur. Bu fazlalık, sıvının üretimi, dolaşımı veya emilim sürecinde yaşanan bozukluklar nedeniyle meydana gelir. BOS’un birikmesi, ventriküllerin genişlemesine ve beyin içi basıncın artmasına yol açar. Basınçtaki bu artış, beyin dokusu üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve hareket, denge, baş ağrısı gibi semptomlara neden olabilir.

human-brain-xray-anatomy-medicine-science-concept-1.jpg

Beyin anevrizması, beyin damarlarının bir bölümünde damar duvarının zayıflaması sonucu oluşan baloncuk ya da genişlemedir. Zamanla büyüyebilen bu yapı, damar duvarının incelmesine neden olabilir. Anevrizma çoğu zaman belirti vermeden ilerleyebilir; ancak yırtılması durumunda beyin kanaması gibi hayati risk taşıyan tablolar ortaya çıkabilir. Bu nedenle erken tanı ve uygun takip, beyin anevrizmalarında büyük önem taşır.

close-up-anatomical-model-human-brain-against-blue-background.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">BAŞ AĞRISI NEDİR?</h2>
<div class="bt_bb_wrapper">
<div class="elementor elementor-1457" data-elementor-type="wp-page" data-elementor-id="1457" data-elementor-settings="[]">
<div class="elementor-inner">
<div class="elementor-section-wrap">
<section class="elementor-section elementor-top-section elementor-element elementor-element-c855252 elementor-section-full_width elementor-section-stretched elementor-section-height-default elementor-section-height-default" data-id="c855252" data-element_type="section" data-settings="{&quot;stretch_section&quot;:&quot;section-stretched&quot;}">
<div class="elementor-container elementor-column-gap-default">
<div class="elementor-row">
<div class="elementor-column elementor-col-66 elementor-top-column elementor-element elementor-element-f531b80" data-id="f531b80" data-element_type="column">
<div class="elementor-column-wrap elementor-element-populated">
<div class="elementor-widget-wrap">
<div class="elementor-element elementor-element-565ba9f elementor-widget elementor-widget-text-editor" data-id="565ba9f" data-element_type="widget" data-widget_type="text-editor.default">
<div class="elementor-widget-container">
<div class="elementor-text-editor elementor-clearfix">
<p>Toplumda en sık g&ouml;r&uuml;len şik&acirc;yetlerin başında gelir. Şik&acirc;yeti olanların oranı toplumda %90&rsquo;a ulaşır. T&uuml;m baş ağrılarının %90&rsquo;ınını migren ve gerilim tipi baş ağrısı oluşturmaktadır. Sık karşılaşıldığı i&ccedil;in &ouml;nemsenmeyen baş ağrılarının hayati &ouml;nem taşıyan hastalıkların belirtisi olabileceği unutulmamalıdır.<br>Bu hastalar genellikle iyi huylu primer (birincil) baş ağrısından şik&acirc;yet&ccedil;idir ve sadece %10&rsquo;unda sekonder (ikincil) patolojiyi telkin edecek bulgular saptanabilir. Hastalar ilk kez şiddetli baş ağrısı atağı ile başvurmuş veya daha &ouml;nceden bilinen birincil baş ağrısı tanısı almış hastalar olabilir. Bu iki hasta grubunda tedavi yaklaşımı farklı olacaktır. İkincil baş ağrıları erken teşhis ve tedavi edilmediği takdirde &ouml;l&uuml;m veya ciddi kalıcı hastalıklara neden olmaktadır. Tabloda sık karşılaşılan birincil ve ikincil baş ağrısı sebepleri sıralanmıştır.<br>Birincil Nedenler İkincil Nedenler<br>Gerilim tipi Damarsal kaynaklı<br>Aurasız migren Damarsal olmayan<br>Auralı migren Enfeksiyon<br>K&uuml;me tipi Sistemik rahatsızlık<br>(y&uuml;z ve kafa i&ccedil;i yapılarından kaynaklanan)</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">BAŞ AĞRILARININ KA&Ccedil; TİPİ VAR?</h2>
<p>Uluslar arası baş ağrısı derneği baş ağrılarını 14 ana grup ve y&uuml;zlerce alt grup olarak sınıflandırmıştır. Doğrudan doğruya baş ağrısı tablosu ile ortaya &ccedil;ıkan başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan baş ağrıları birincil baş ağılarıdır. Bunlar migren, gerilim tipi ve k&uuml;me baş ağrılarıdır.<br>İkincil baş ağrısı damarsal kaynaklı (subaraknoid kanama=SAK, iskemik atak, arterioven&ouml;z malformasyon AVM, karotid arter diseksiyonu, hipofiz kanaması gibi), damarsal kaynaklı olmayan (idiyopatik kafa i&ccedil;i hipertansiyon BOS basıncı değişiklikleri, kafa i&ccedil;i t&uuml;m&ouml;r, epilepsi gibi), enfeksiyon kaynaklı (menenjit, abse, ampiyem gibi) sistemik kaynaklı (hipoksi, hiperkapni, hipertansiyon gibi) y&uuml;z ve kafa i&ccedil;i yapılardan kaynaklı (trigeminal nevralji, temporomandibuler eklem kaynaklı servikal disk gibi), g&ouml;z hastalıkları ve sin&uuml;zit olarak sınıflandırılabilir.<br>Subaraknoid kanamanın en sık bulgusu ani gelişen şiddetli baş ağrısıdır bulantı, kusma, bilin&ccedil; kaybı, kraniyal sinir fel&ccedil;leri, meninks irritasyon bulguları eşlik edebilir. Subaraknoid kanamanın teşhisinde bilgisayarlı beyin tomografisi(BBT)&rsquo;nin ilk 24 saatte %92-93 oranında duyarlılığı mevcuttur. Bu oran olaydan 5 g&uuml;n sonra %58 &lsquo;e gerilemektedir. BBT&rsquo;de kanama alanının g&ouml;sterilmediği olgularda lomber ponksiyon tanı koydurucudur.<br>Subaraknoid kanama bulguları:<br>&ndash; Ani başlayan baş ağrısı<br>&ndash; Bulantı-kusma<br>&ndash; Bayılma, bilin&ccedil; kaybı<br>&ndash; Meninks irritasyon bulguları (Ense sertliği)<br>&ndash; Fotofobi (Işığa hassasiyet)<br>Kafa i&ccedil;i t&uuml;m&ouml;rlerde baş ağrısı kafa i&ccedil;i basın&ccedil; artışı veya ağrıya duyarlı yapıların etkilenmesine bağlı gelişebilir. En sık duyulan başvuru yakınması ilerleyici n&ouml;rolojik kayıp olsa da hastaların yarısında yaklaşık baş ağrısı mevcuttur. Baş ağrısının &ouml;zellikle sabah saatlerinde uyandıklarında ağrının şiddetli olduğu ifade edilmiştir. Sıklıkla bulantı ve kusma ile birliktelik g&ouml;sterir ve kusma sonrası rahatlama ifade edilir. Kafa i&ccedil;i t&uuml;m&ouml;rlerinin %77 oranında gerilim tipi, %5-%10 oranında ise klasik migren tipi ağrı şeklinde bulgu verdiği g&ouml;sterilmiştir.<br>Kafa i&ccedil;i kaynaklı ağrının şiddetinde &ouml;ne eğilmek ile ve valsalva manevrası ile artma g&ouml;zlenebilir. Eşlik eden g&ouml;z ağrısı g&ouml;rme keskinliğinde azalma veya k&ouml;rl&uuml;k, temporal arterit, ps&ouml;dot&uuml;m&ouml;r serebri veya dar a&ccedil;ılı glokom gibi ikincil sebepleri d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;r. Hastada, boyun ağrısı, ateş veya d&ouml;k&uuml;nt&uuml;n&uuml;n varlığı menenjit tablosunu yansıtabilir. Ellerde uyuşma, ke&ccedil;eleşme, g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, konuşma bozukluğu, yutkunma zorluğu, n&ouml;bet, bilin&ccedil; kaybı gibi n&ouml;rolojik bulgular baş ağrısının nedenlerini daha &ccedil;ok yapısal lezyonlara y&ouml;nlendirir.<br>Bu aşamadan sonra altta yatan bir lezyon d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lm&uuml;yor ise birincil baş ağrısı sebepleri ekarte edilmelidir. Temel olarak ağrı tipi şiddeti tercih ettiği yerleşim eşlik eden bulantı, kusma, g&ouml;z ile ilişkili bulguların yanında fiziksel aktivite ile g&ouml;sterdiği değişiklikler bu tip baş ağrılarını ayırt etmede yol g&ouml;sterici olacaktır. &Ouml;rneğin fiziksel aktiviteyle ağrı şiddetinde değişiklik olması migren tipi baş ağrılarında g&ouml;zlenirken gerilim ve k&uuml;me tipinde g&ouml;zlenmez.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">BAŞ AĞRISI İLE GELEN HASTADA TANI Y&Ouml;NTEMLERİ NELERDİR?</h2>
<p>Hastanın yaşı, cinsiyeti, baş ağrısının &ouml;zellikleri, ek hastalıklar, kullandığı ila&ccedil;lar vb. anamnez dediğimiz kısımda detaylı olarak sorgulandıktan sonra dikkatli bir n&ouml;rolojik muayene gerekmektedir. Eğer birincil baş ağrısı sebepleri d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lm&uuml;ş ise ayırıcı tanı yapılmalı ve tedavisi d&uuml;zenlenmelidir. Ancak hastada birincil baş ağrısı nedenlerinden uzaklaşıyorsa veya ilk değerlendirmede bahsedilen uyarıcı bulgular mevcut değil ise yine birincil baş ağrısı tanısından uzaklaşıyor ise tanıya y&ouml;nelik bilgisayarlı beyin tomografisi ve beyin manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme(MRG) ile kan tetkikleri &ccedil;alışmaları yapılması yararlı olacaktır.<br>S&Uuml;REKLİ BAŞ AĞRILARI NEDEN OLUR?<br>S&uuml;rekli ağrılarda sekonder bir nedenin olup olmadığı araştırılmalıdır. Daha &ouml;nce periyodik gelen ağrıları olan hastalarda ağrılar s&uuml;reklilik kazanmışsa, hastanın &ccedil;ok sayıda ağrı kesici ila&ccedil; kullanmış olması altta psikolojik nedenlerin var olabileceği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmelidir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">BAŞ AĞRISINDA TEDAVİ NEDİR?</h2>
<p>Ağrı kesiciler &ouml;nemlidir. Hastalığın tanısına g&ouml;re bir&ccedil;ok tedavi se&ccedil;eneği vardır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">AĞRI KESİCİLER S&Uuml;REKLİ KULLANILDIKLARINDA BAĞIMLILIK YAPAR MI?</h2>
<p>S&uuml;rekli ağrı kesici kullanmak morfin grubu dışında bağımlılık yapmaz. Ancak ila&ccedil; k&ouml;t&uuml; kullanımına bağlı baş ağrısı dediğimiz bir ağrı t&uuml;r&uuml;n&uuml; de hastalar b&ouml;yle hissedebilirler.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">İLERİ YAŞLARDA G&Ouml;R&Uuml;LEN BAŞ AĞRILARININ NEDENLERİ NELERDİR?</h2>
<p>İleri yaşlarda g&ouml;r&uuml;len baş ağrılarında &ouml;ncelikle alta yatan bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Migren yaşla birlikte azalma g&ouml;steren bir haslıktır. &Ouml;zellikle ileri yaşta başlayan ve baş ağrısı nedeni olan iki hastalık temporal arterit (damar iltihabına bağlı baş ağrısı) ve hipnik (gece gelen) baş ağrılarıdır. Bu nedenle 50 yaş &uuml;zerinde ki bir hastada yeni ortaya &ccedil;ıkan baş ağrıları varsa mutlaka doktora danışılmalıdır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">BAŞI AĞRIYAN HASTA MUTLAKA NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURMALIDIR?</h2>
<p>Ağrı s&uuml;rekli ve artan şiddet de ise;<br>1. İlk kez ağrı 10 yaşın altında veya 50 yaşın &uuml;st&uuml;nde ortaya &ccedil;ıkmışsa,<br>2. Daha &ouml;nce mevcut olan ağrı şiddetlendiyse, şekli değiştiyse,<br>3. Baş ağrısı şimdiye kadar hayatında karşılaştığı en şiddetli ağrıysa ve aniden başladıysa,<br>4. Ağrı bir fiziksel aktivite sırasında (ağır bir y&uuml;k kaldırmak, cinsel ilişki), hapşırma veya ıkınma sırasında ortaya &ccedil;ıkmış ve şiddetini arttırmışsa,<br>5. Kafa travması sonrasında ortaya &ccedil;ıkan baş ağrısı varsa,<br>6. Konuşma bozukluğu, g&ouml;rme bozukluğu, kol ve bacakta uyuşmalar, g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k (fel&ccedil;) gibi n&ouml;rolojik semptomlar baş ağrısı ile birlikteyse,<br>7. Baş ağrısı tedaviye cevap vermiyorsa,<br>8. Baş ağrısı hep aynı b&ouml;lgede ise,<br>9. Sabah uyandığında baş ağrısı varsa ve kusma ile rahatlıyorsa,<br>10. Y&uuml;ksek ateş, uyku hali, bilin&ccedil;de bozulma veya v&uuml;cut d&ouml;k&uuml;nt&uuml;s&uuml; varsa, mutlaka doktora gitmek gerekir.</p>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</div>
</div>
</div>

Baş ağrısı, baş ve boyun bölgesinde hissedilen ağrı veya baskı hissidir. Günlük yaşamı etkileyebilen bu durum, basit nedenlere bağlı olabileceği gibi altta yatan nörolojik ya da sistemik bir hastalığın belirtisi de olabilir. Ağrının tipi, süresi ve eşlik eden bulgular tanı açısından önemlidir.

youn-woman-with-pain-headache-migraine-concept.jpg

<h1 data-path-to-node="11">Bel Fıtığı (Lomber Disk Hernisi)</h1>
<p data-path-to-node="12">Bel fıtığı, omurlar arasındaki diskin dış tabakasının yırtılarak i&ccedil;indeki j&ouml;lemsi dokunun dışarı &ccedil;ıkması ve bacağa giden sinir k&ouml;klerine baskı yapması durumudur.</p>
<h2 data-path-to-node="13">Bel Fıtığı Belirtileri</h2>
<p data-path-to-node="14">Bel ağrısı tek başına her zaman fıtık anlamına gelmez. Bel fıtığının en karakteristik &ouml;zelliği, ağrının belden başlayıp kal&ccedil;a &uuml;zerinden bacağa ve ayağa kadar yayılmasıdır.</p>
<h3 data-path-to-node="15">Ameliyat Gerektiren Durumlar</h3>
<p data-path-to-node="16">Hastaların b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluğu ila&ccedil;, istirahat ve fizik tedavi ile iyileşir. Ancak şu durumlarda mikrocerrahi y&ouml;ntemle ameliyat planlanmalıdır:</p>
<ul data-path-to-node="17">
<li>
<p data-path-to-node="17,0,0">Bacakta veya ayakta ilerleyen g&uuml;&ccedil; kaybı (d&uuml;ş&uuml;k ayak riski)</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="17,1,0">İdrar veya dışkı ka&ccedil;ırma, cinsel fonksiyon bozuklukları</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="17,2,0">Ağrının hi&ccedil;bir tedaviye yanıt vermemesi ve yaşamı &ccedil;ekilmez kılması</p>
</li>
</ul>

Şiddetli bel ve bacak ağrısına neden olan bel fıtığı nedir? Belirtileri nelerdir ve hangi durumlarda mikrocerrahi yöntemine başvurulmalıdır? Tüm tedavi süreçleri.

digital-figure-with-highlighted-back-pain.jpg

<h1 data-path-to-node="2">Beyin T&uuml;m&ouml;rleri</h1>
<p data-path-to-node="3">Beyin t&uuml;m&ouml;rleri, beyin dokusunda veya beyni &ccedil;evreleyen zarlarda h&uuml;crelerin kontrols&uuml;z bir şekilde b&uuml;y&uuml;mesiyle karakterize kitlelerdir. Bu kitleler, kafatası i&ccedil;indeki sınırlı alanda baskı oluşturarak n&ouml;rolojik fonksiyonları etkileyebilir.</p>
<h2 data-path-to-node="4">Beyin T&uuml;m&ouml;rlerinin Belirtileri ve Tanı S&uuml;reci</h2>
<p data-path-to-node="5">Kafa i&ccedil;i basıncın artmasıyla birlikte hastalar genellikle sabahları daha şiddetli olan baş ağrıları, fışkırır tarzda kusma ve g&ouml;rme bozukluklarından şikayet ederler.</p>
<h3 data-path-to-node="6">Sık Karşılaşılan Şikayetler</h3>
<ul data-path-to-node="7">
<li>
<p data-path-to-node="7,0,0">Yeni başlayan veya karakter değiştiren şiddetli baş ağrıları</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="7,1,0">V&uuml;cudun bir tarafında uyuşma, karıncalanma veya kuvvet kaybı</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="7,2,0">Konuşma bozuklukları veya kelime bulmada zorlanma</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="7,3,0">Denge kayıpları ve y&uuml;r&uuml;me g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="7,4,0">İşitme kaybı veya kulak &ccedil;ınlaması</p>
</li>
</ul>
<h3 data-path-to-node="8">Modern Tanı Y&ouml;ntemleri</h3>
<p data-path-to-node="9">G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde tanıda en &ouml;nemli ara&ccedil; <strong data-path-to-node="9" data-index-in-node="32">Kontrastlı Beyin MR</strong> (Emar) g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lemesidir. İhtiya&ccedil; halinde MR spektroskopi ve Fonksiyonel MR gibi ileri tekniklerle t&uuml;m&ouml;r&uuml;n cinsi ve hayati merkezlerle olan ilişkisi ameliyat &ouml;ncesinde detaylıca belirlenir.</p>

Beyin tümörlerinin belirtileri, tanı yöntemleri ve modern cerrahi tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgiler. İyi ve kötü huylu tümörlerde güncel yaklaşımları keşfedin.

3d-medical-showing-brain-with-tumor-growing.jpg

<p><strong>Beyin kanserlerinde Stereotaksik beyin biyopsisinin &Ouml;nemi</strong></p>
<p><strong>V&uuml;cuttaki t&uuml;m organlarda olduğu gibi, beyinde de kanser gelişebiliyor. Beyinde g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;(WHO) tarafından tanımlamış 130&rsquo;dan fazla t&uuml;m&ouml;r tanımlanmış olup, iyi ve k&ouml;t&uuml; huylu olarak ikiye ayrılır. &ldquo;Ailesel fakt&ouml;rler (genetik), radyasyon, hayvan vir&uuml;sleri, fenol ve benzen bileşikleri ile uğraşan meslek grupları ve sigara i&ccedil;imi&rdquo; beyin t&uuml;m&ouml;r&uuml; riskini arttırmaktadır.</strong></p>
<p>2019 yılında yaklaşık 10 Milyon insan kanserden &ouml;ld&uuml;.&nbsp;En sık kanser nedenleri arasında t&uuml;t&uuml;n ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve hava kirliliği olarak g&ouml;steriliyor.</p>
<p>En &ccedil;ok kanserden &ouml;l&uuml;m &Ccedil;in, Hindistan ve ABD ilk sıralarda yer alıyor. Sıklıkla birinci sırada Akciğer, 2. Kolon ve rektum, 3.Meme, 4.Karaciğer, 5. L&ouml;semi, 6. Mide, 7. Beyin ve santral sinir sistemi kanserleri yer almaktadır. Kanserden &ouml;l&uuml;mler azalıyor, en belirgin azalma&nbsp;sigara kullanımının azalması birlikte&nbsp;akciğer ve solunum yollarında g&ouml;z&uuml;k&uuml;yor. Beyin t&uuml;m&ouml;rlerinde ise bu oran %3 ile sabit devam ediyor. &Ccedil;ocukluk &ccedil;ağı t&uuml;m&ouml;rlerinde ise beyin t&uuml;m&ouml;rleri ne yazık ki ilk sırada yer almaktadır.</p>
<p>Beyin t&uuml;m&ouml;rlerinde sıklıkla beyin metastazlarını g&ouml;rmekteyiz. Beynin kendi h&uuml;crelerinden kaynaklanan kanserleri primer t&uuml;m&ouml;rleridir. İyi ve k&ouml;t&uuml; huylu olarak sınıflandırılan bu t&uuml;m&ouml;rler yetişkinlerde ve &ccedil;ocukluk &ccedil;ağında farklılık g&ouml;stermektedir. &Ouml;zellikle son yıllarda molek&uuml;ler patolojide gelişmeler sonucunda D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (WHO) t&uuml;m&ouml;r sınıflamaları g&uuml;ncellenmektedir. Buna g&ouml;re tedavi stratejisi değişebilmektedir. Halen beyin t&uuml;m&ouml;rlerinde en &ouml;nemli tedavi mikro cerrahi teknikle yapılan operasyonlardır.&nbsp; Bu hastalıklarda doku tanısı &ouml;nemli olup, cerrahi yapılamayan veya ş&uuml;pheli beyin lezyonlarında stereotaksik beyin biyopsisi yapılmalıdır.&nbsp;</p>
<p>N&ouml;roonkoloji dergisinin 2023 yılında yayınladığı son sayısında 59 &uuml;lkeden 2000-2014 yılları arasında 15-99 yaş aralığında 556.000 yetişkin hasta değerlendirilmiş. Erişkinlerde dif&uuml;z ve anaplastik astrositomlar, glioblastoma ve oligodendrogliomlara bakılmış. Yetişkinlerde en sık glioblastoma g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş. &nbsp;&Ccedil;ocuklar da ise; 2000-2014 yılları arasında 61 &uuml;lkeden yaklaşık 0-14 yaş aralığında toplam 68.000 hasta değerlendirilmiş. Bu hastalarda d&uuml;ş&uuml;k evreli astrositoma, epandimoma ve medullablastoma&rsquo;ya bakılmış. Bu t&uuml;m&ouml;rlerde yapılan cerrahi tedavi, radyoterapi ve kemoterapi hastanın yaşam s&uuml;resini ve kalitesini etkilediği belirtilmiş.</p>
<p>T&uuml;rkiye ile diğer &uuml;lkelerin karşılaştırılmasında benzer oranlarda sağkalım olduğu bildirilmiş. Son yıllarda gelişen teknoloji ile hibrit ameliyathanelerde yapılan cerrahiler daha başarılı olup, komplikasyonlar daha az g&ouml;r&uuml;lebilmekte ve daha kısa s&uuml;rede hastalar taburcu olabilmektedirler.</p>
<p>&ldquo;Baş ağrısı, kusma, bulantı, g&ouml;rme bozukluğu, bilin&ccedil; bozulması, n&ouml;bet (epilepsi-sara krizi) ge&ccedil;irme, kol ve bacaklarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, sinirlilik, iştahsızlık, işitmede azalma, unutkanlık, konuşma ve anlamada yetersizlik, yazamama, dengesizlik, el ve ayaklarda b&uuml;y&uuml;me gibi yakınmalardan biri ya da birka&ccedil;ının g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda doktora başvurulmalı&rdquo; dedi.</p>
<p><strong>Ne zaman&nbsp;</strong><strong>Stereotaksik Beyin Biyopsisi</strong></p>
<p>Birden fazla beyinde lezyonu olan hastalara, eloquent b&ouml;lge dediğimiz beyinde &ouml;zel merkezlerde g&ouml;r&uuml;len ş&uuml;pheli lezyonlar, genel durumu k&ouml;t&uuml; olan hastalar, MR&rsquo;da radyolojik olarak ayırt edilemeyen lezyonlarda, lenfoma veya n&ouml;rolojik hastalıklar gibi &ouml;n tanısı olan lezyonlara stereotaksik beyin biyopsisi yapılabilir. Hastanemizde, t&uuml;m beyinde kitle ve lezyonu olan hastalara yapılacak olan tedavi, cerrahi ve biyopsi kararları &nbsp;N&ouml;roonkoloji konseyimizde tartışılarak verilir.</p>
<p>İŞLEM</p>
<p>Stereotaksik beyin biyopsisi genel anestezi altında yapılmaktadır. Nadiren &ccedil;ok yaşlı genel anestezi y&uuml;ksek riskli hastalarda lokal anestezi ve sedo-analjezi anestezi ile işlem yapılabilir. Ortalama operasyon s&uuml;resi 60(30-80) dakika kadardır. Beyin MRG veya BT biyopsi &ouml;ncesi ve işlem sonrası kontrol BT &ccedil;ekilir.</p>
<p>&Ouml;zellikle MRG&rsquo;de kontrast tutan lezyonlarda fluorescein sodium verilerek alınan &ouml;rneklerin doğruluğu kontrol edilebilir. B&ouml;ylece ameliyat sırasında alınan patolojinin doğrulaması yapılmış olur. Bu da zaman kaybını &ouml;nler ve alınan az sayıda biyopsi &ouml;rneğinin asıl patolojik tanısı i&ccedil;in kullanılmış olur. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;, stereotaksik beyin biyopsisinde her alınan &ouml;rnek asıl tanı da &ccedil;ok &ouml;nemlidir.</p>
<p>Stereotaksik beyin biyopsileri g&uuml;venli, tanı koyduruculuğu y&uuml;ksek ve komplikasyon oranı d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r.&nbsp; Molek&uuml;ler patoloji teknikleri mutlaka kullanılmalıdır. Alınan her doku &ouml;rneği değerlidir.</p>
<p>T&uuml;m beyin t&uuml;m&ouml;r&uuml; olan hastalar, &ccedil;ıkan patoloji sonu&ccedil;larıyla tekrar N&ouml;roonkoloji konseyimizde tartışılır ve en iyi tedavi se&ccedil;eneği oluşturulur.&nbsp;</p>
<p>Hastanemizde tedavi ettiğimiz hastaların sonu&ccedil;ları d&uuml;nya&rsquo;daki en iyi merkezlerle benzer şekildedir.</p>
<p><strong>İyi huylu t&uuml;m&ouml;rler de zaman zaman hayatı tehdit edebilir?</strong></p>
<p>İyi huylu t&uuml;m&ouml;rlerin de zaman zaman hayatı tehdit edebilir. &ldquo;Bazen &ccedil;evresindeki &ouml;nemli beyin damar ve sinir yapısına yapışarak ameliyatla tam &ccedil;ıkarılması m&uuml;mk&uuml;n olmayabilir ve yeniden ortaya &ccedil;ıkabilirler. Bazıları nadir de olsa k&ouml;t&uuml; huylu t&uuml;m&ouml;re d&ouml;n&uuml;şebilir. &Ccedil;evrelerindeki beyin dokusuna yayılım g&ouml;stermedikleri (t&uuml;m&ouml;r&uuml;n sınırları belirgin) i&ccedil;in ameliyatla tam &ccedil;ıkarılabilme şansları y&uuml;ksektir&rdquo; şeklinde konuştu.</p>
<p><strong>K&ouml;t&uuml; huylu beyin t&uuml;m&ouml;rlerinin tedavisi ameliyat, ışın ve ila&ccedil; tedavisi</strong></p>
<p>Beyin kanserlerinin &ccedil;oğunu kontrols&uuml;z anormal &ccedil;oğalma &ouml;zelliği olan glial t&uuml;m&ouml;rler oluşturur. &ldquo;Bu h&uuml;creler hızla b&uuml;y&uuml;y&uuml;p &ccedil;evrelerindeki sağlıklı dokuya uzanır, nadir de olsa omuriliğe, hatta v&uuml;cudun diğer organlarına da yayılabilirler. Yaşam s&uuml;releri, t&uuml;m&ouml;r&uuml;n patolojisi, ışın tedavisi ve ila&ccedil; tedavisi (kemoterapi) alıp almama durumuna ve hastanın yaşına bağlıdır. Diğer k&ouml;t&uuml; huylu t&uuml;m&ouml;rler metastatik t&uuml;m&ouml;rler olabilir. &ldquo;V&uuml;cudun başka yerindeki bir t&uuml;m&ouml;r&uuml;n beyine yayılması sonucu oluşur. En fazla akciğer, meme, kalın bağırsak, mide, cilt ya da prostattan kaynaklanırlar. K&ouml;t&uuml; huylu beyin t&uuml;m&ouml;rlerinde tedavi se&ccedil;enekleri; ameliyat, biyopsi, ışın tedavisi, ila&ccedil; tedavisidir&rdquo; a&ccedil;ıklamasında bulundu.</p>
<p>Stereotaksik beyin biyopsisi, g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemlerinde gelişmelere rağmen beyinde ş&uuml;pheli lezyonlarda histopatolojik tanı i&ccedil;in yaygın olarak kullanılmaktadır. &Ccedil;er&ccedil;eveli ve &ccedil;er&ccedil;evesiz olarak iki tip sistem vardır. G&uuml;venli ve etkili bir y&ouml;ntem olan beyin biyopsileri ile farklı merkezlerde %80-100 arasında değişen oranlarda tanı koyulabilmektedir. Bizim merkezimizde %95 doğrulukla tanı koyulabilmektedir.</p>
<p><strong>&nbsp;</strong></p>
<p><strong>Beyin cerrahisinde artık t&uuml;m&ouml;r en az hatayla &ccedil;ıkarılabiliyor</strong></p>
<p>Beyin t&uuml;m&ouml;r&uuml; cerrahisinde n&ouml;ronavigasyonla birleşen &ouml;zel ameliyat mikroskobu sayesinde daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi ile artık t&uuml;m&ouml;r&uuml;n en az hatayla maksimum d&uuml;zeyde &ccedil;ıkarılması m&uuml;mk&uuml;n. Beyin ve sinir cerrahisinde hibrit ameliyathaneler ile en zor ve sorunlu kompleks ameliyatlar daha g&uuml;venle yapılabilir bir duruma geldi. Bu da hem hasta hem doktor i&ccedil;in daha az cerrahi travma, daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k kesi, daha kısa s&uuml;reli operasyon, daha az kan kaybı, daha az komplikasyon, daha az yatış, daha az maliyet gibi &ccedil;ok &ouml;nemli avantajlar anlamına geliyor&rdquo; dedi.</p>
<p><strong>&nbsp;</strong></p>
<p><strong>Başı ağrıyan hasta ne zaman doktora başvurmalı?</strong></p>
<p>Ağrı s&uuml;rekli ve artan şiddette ise;<br>1. İlk kez ağrı 10 yaşın altında veya 50 yaşın &uuml;st&uuml;nde ortaya &ccedil;ıkmışsa,<br>2. Daha &ouml;nce mevcut olan ağrı şiddetlendiyse, şekli değiştiyse,<br>3. Baş ağrısı şimdiye kadar hayatında karşılaştığı en şiddetli ağrıysa ve ağrı kesicilere rağmen ge&ccedil;miyorsa,<br>4. Konuşma bozukluğu, g&ouml;rme bozukluğu, kol ve bacakta uyuşmalar, g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k (fel&ccedil;) gibi n&ouml;rolojik semptomlar baş ağrısı ile birlikteyse,<br>5.&nbsp; Baş ağrısı hep aynı b&ouml;lgede ise,<br>6. Sabah uyandığında baş ağrısı varsa ve kusma ile rahatlıyorsa.</p>

Beyin Biyopsisi Beyindeki kitlenin tanısını kesinleştirmek ve tedavi planını belirlemek için uygulanan minimal invaziv bir işlemdir. Gelişmiş navigasyon teknolojisi eşliğinde, kafatasında açılan milimetrik bir delikten doku örneği alınır. Hasta aynı gün taburcu edilebilir ve patoloji sonucuna göre en doğru tedavi (kemoterapi/radyoterapi) başlar.

colleagues-discussing-mri-results.jpg

<h1 data-path-to-node="19">Boyun Fıtığı (Servikal Disk Hernisi)</h1>
<p data-path-to-node="20">Boyun fıtığı, boyun omurları arasındaki kıkırdağın yırtılarak omuriliğe veya kola giden sinirlere baskı yapması sonucu oluşur. Modern yaşamın getirdiği masa başı &ccedil;alışma ve telefon kullanımı bu rahatsızlığı tetiklemektedir.</p>
<h2 data-path-to-node="21">Boyun Fıtığında Klinik Tablo</h2>
<p data-path-to-node="22">Hastalar genellikle ge&ccedil;meyen boyun ağrısından ziyade, omuza ve kola yayılan keskin ağrılarla hekime başvururlar.</p>
<h3 data-path-to-node="23">Temel Belirtiler</h3>
<ul data-path-to-node="24">
<li>
<p data-path-to-node="24,0,0">Boyundan kola ve parmak u&ccedil;larına yayılan ağrı ve uyuşma</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="24,1,0">Elde ve parmaklarda ince beceri gerektiren hareketlerde zorlanma</p>
</li>
<li>
<p data-path-to-node="24,2,0">Reflekslerde azalma veya kaybolma</p>
</li>
</ul>
<h3 data-path-to-node="25">Mikrocerrahi Tedavisi</h3>
<p data-path-to-node="26">Boyun fıtığı ameliyatlarında <strong data-path-to-node="26" data-index-in-node="29">Mikrodiskektomi</strong> y&ouml;ntemi altın standarttır. Boynun &ouml;n kısmındaki doğal &ccedil;izgiler &uuml;zerinden yapılan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi ile fıtık temizlenir ve boşalan disk alanına genellikle "cage" adı verilen protezler yerleştirilerek omurga dizilimi korunur.</p>

Boyun, omuz ve kol ağrılarıyla kendini gösteren boyun fıtığında tanı ve tedavi yöntemleri. Mikrodiskektomi cerrahisi ile sağlığınıza nasıl kavuşabilirsiniz?

man-experiences-severe-neck-pain-illustrated-by-highlighted-spinal-column-indicating-possible-injury-inflammation.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>BEL FITIĞI NEDİR?</strong></h2>
<p>Bel fıtığı en sık 35-50 yaş arasında ve her iki cinste de eşit olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Ağır işlerde &ccedil;alışanlar, ev hanımları, uzun s&uuml;re oturmak zorunda kalan masa başı &ccedil;alışanları, şof&ouml;rler, s&uuml;rekli ayakta duran &ouml;ğretmen, garson gibi mesleği olanlar bel fıtığına yakalanma olasılığı en fazla olan kesimdir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel Fıtığı Nasıl Oluşur?</strong></h2>
<p>Omurgalar arasında bulunan disk denilen kıkırdak dokunun omurgaların basısı nedeniyle bacağın &ccedil;eşitli b&ouml;lgelerine giden sinirleri sıkıştırmasıyla oluşur. Bazen ani bir zorlama, ağır bir şey kaldırma, ters bir hareket veya &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, hapşırma bile bel fıtığına neden olabilir. Ama bel fıtığının en &ouml;nemli nedeni yaş ve tekrarlayan k&uuml;&ccedil;&uuml;k travmalardır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel Fıtığının Belirtileri Nelerdir?</strong></h2>
<p>Hastalar aniden ortaya &ccedil;ıkan sırt ve bacak ağrısı ile başvurabilirler. Ağrı uyluk arka kısmına ve baldıra, ayak tabanına yayılan rahatsızlıktan yakınırlar. Ayaklarda uyuşmalar, hareket kısıtlılıkları, y&uuml;r&uuml;me ve oturmada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k bel fıtığının belirtileridir. Bel fıtığı ilerlerse idrar ka&ccedil;ırma, cinsel fonksiyonlarda kayıp (iktidarsızlık) ve y&uuml;r&uuml;yememe gibi belirtiler de olabilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel Fıtığı Teşhisi Nasıl Konur?</strong></h2>
<p><strong><br></strong>Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı veya fizik tedavi uzmanı tarafından hastanın yapılan muayenesi sonucunda r&ouml;ntgen, tomografi ve manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme (MR) tetkikleri istenebilmektedir. Bel fıtığı i&ccedil;in &ouml;zellikle MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme &ouml;nemlidir ve bası derecesi belirlenebilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel Fıtığının Tedavisi Nasıl Yapılır?&nbsp;</strong></h2>
<p>Bel fıtıklarında konservatif tedavi mi (ila&ccedil; tedavisi, fizik tedavi), ağrı tedavisi (algoloji) yoksa cerrahi tedavi mi yapılacağı &ouml;nemlidir.</p>
<p>Bel fıtığı&nbsp;<strong><em>başlangı&ccedil; safhasında</em></strong>, hastaya ağrı kesici ve kas gevşetici ila&ccedil;ların verilmesi, yatak istirahati ve belini zorlayacak hareketlerden ka&ccedil;ınması &ouml;nerilir. Hasta tedaviye yanıt alamazsa fizik tedavi ve ağrı tedavisine (algoloji) başvurabilir.<br>Bel fıtığı&nbsp;<strong><em>İlerlerse</em></strong>, fizik tedaviye rağmen hastanın ağrıları devam ediyorsa veya g&uuml;&ccedil; kaybı, bacakta incelme, dayanılmaz ağrılar varsa ameliyat gerekebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel fıtıklarında acil ameliyat bulguları;</strong></h2>
<ol>
<li>Ani başlayan ağrı, kuvvet kaybı, his kaybı ve idrar ka&ccedil;ırma şikayeti,</li>
<li>İlerleyici g&uuml;&ccedil; kaybı,</li>
<li>Yeterli konservatif tedaviye rağmen dayanılmaz ağrı hissedilmesidir.</li>
</ol>
<p>Eğer ameliyat edilmez ve sinire bası devam ederse hastada idrarını tutamama, cinsel g&uuml;c&uuml;n kaybı, ayaklarda fel&ccedil; gibi sorunlar gelişebilir. Halk arasında ge&ccedil;mişten gelen bir korku mevcuttur. Ameliyat olursam sakat kalırım, uzun s&uuml;re yataktan kalkamam, korse takmak zorunda kalırım veya fıtığım tekrarlar, tekrar ameliyat olurum gibi inanışlar var. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde teknoloji ve ameliyat y&ouml;ntemleri gelişmiştir. Mikrocerrahi ve endoskopik (kamera y&ouml;ntemi) ameliyatlar ile hasta kısa s&uuml;rede ayağa kalkıp taburcuları yapılabilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel fıtığı hastasının dikkat etmesi gerekenler?</strong></h2>
<ol>
<li>Hasta kesinlikle bir iki kiloyu aşan ağırlıkları kaldırmamalıdır.</li>
<li>&Ouml;ne ve yanlara doğru eğilme, belin b&uuml;k&uuml;lmesi yasaklanır. Eğer yerden bir şey alınacaksa hastanın &ccedil;&ouml;melerek alması s&ouml;ylenir.</li>
<li>Hastaların otururken belinin arkasına bel boşluğunu yok edecek şekilde bir yastık koymaları ve yirmi dakikadan fazla oturmamaları &ouml;nerilir. Eğer hastanın mesleği gereği uzun s&uuml;re oturması gerekiyorsa her yirmi dakikada bir y&uuml;r&uuml;mesi &ouml;nerilir.</li>
<li>Hasta ortopedik yatakta yatmalıdır.</li>
<li>Trakt&ouml;r kullanmamalı, uzun s&uuml;re araba kullananlara ise yirmi dakikada bir arabalarını park edip arabalarının etrafında birka&ccedil; kez d&ouml;nmeleri tavsiye edilir.</li>
<li>Hastanın yukarıya doğru uzanması yasaklanır. Yukarıdan bir şey alacaksa bir iskemle veya merdivenin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkıp alması s&ouml;ylenir.</li>
<li>Hastaya belini daima sıcak tutması, a&ccedil;ık pencere veya havalandırma (klima) &ouml;n&uuml;nde durmaması hatırlatılır.</li>
<li>Abdest alırken bacak lavobaya uzatılmamalıdır. Yer sofrası kullanılmamalıdır.</li>
<li>Bel ve bacak ağrısı olan hastalar mutlaka stresten ka&ccedil;ınmalıdır. Stres ağrıyı arttırmak yanında bel fıtığının ilerlemesine de yol a&ccedil;abilir.</li>
</ol>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Mikrocerrahi Nedir?</strong></h2>
<p>Diskektomi, sinire bası yapan fıtığın &ccedil;ıkarılması işlemidir. Bu ameliyat deride k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi, bazı bağ dokusu ve kemik dokusu alındıktan sonra fıtık par&ccedil;alarının temizlenmesini i&ccedil;erir. Klasik bel fıtığı ameliyatları (a&ccedil;ık diskektomi) hastaların tam olarak iyileşememeleri, fıtıkları tekrar etmesi sonucunda; teknoloji gelişmesi ile ( MR, tomografi, mikroskop) g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde yaygın olarak kullanılan mikrodiskektomi y&ouml;ntemi geliştirilmiştir. K&uuml;&ccedil;&uuml;k cilt kesisi, kas dokusu az sıyrılır ve daha az kemik alındığı i&ccedil;in ve sinir yaralanması ihtimali d&uuml;ş&uuml;k olduğu i&ccedil;in hastalar ameliyat olduktan altı-yedi saat sonra ayağa kalkıp y&uuml;r&uuml;mekte ve bir gece hastanede yattıktan sonra evlerine gidebilmektedir. Hasta genel anestezi (uyutulup) veya spinal anestezi (uyanık, belden aşağısı uyuşturulup) ile yapılmaktadır. Ameliyat, ortalama 1 saat s&uuml;rmektedir (30 dakika-90 dakika arası).</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Ameliyat sonrası?</strong></h2>
<p>Ameliyattan sonra belde kesi yapılan yerde ağrı hissedebilirsiniz. Ameliyat sonrasında uyuşukluk ve g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k hemen ge&ccedil;meyebilir. Y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş &ouml;nemlidir. İlk 2 hafta boyunca d&uuml;zenli olarak y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yapılmalıdır. Sonrasında bel egzersizi, y&uuml;zme veya bisiklet kullanabilirsiniz. Doğru ameliyat sonrası fizik tedavi ile iyileşme hızlı olur.</p>
<p>Ağır bedensel iş yapmayanlar 2-4 hafta arasında işlerine d&ouml;nebilir. Ağır işlerde, kuvvetli titreşimli iş makineleri kullananlar 6-8 hafta arasında işlerine d&ouml;nebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Diğer Cerrahi Metotları Nelerdir?</strong></h2>
<p>Lazerle bel fıtığı ameliyatları, perk&uuml;tan&ouml;z endoskopik diskektomi denilen ayaktan cerrahi tedaviler ve kemon&uuml;kleozis denilen ila&ccedil;la diskin eritilmesi metotları mevcuttur.</p>

Bel fıtığı en sık 35-50 yaş arasında ve her iki cinste de eşit olarak görülür. Ağır işlerde çalışanlar, ev hanımları, uzun süre oturmak zorunda kalan masa başı çalışanları, şoförler, sürekli ayakta duran öğretmen, garson gibi mesleği olanlar bel fıtığına yakalanma olasılığı en fazla olan kesimdir.

man-holding-his-lower-back-due-back-pain.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Beyin Pili Nedir?</h2>
<p>&Ouml;zellikle hareket bozukluklarında hedeflediğimiz beyindeki h&uuml;crelere elektrik akımı verebilmemizi sağlayan cihazlardır. N&ouml;romod&uuml;lasyon adı verilen bu işlemle bir&ccedil;ok hastalık g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde başarı ile tedavi edilebilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Hangi hastalıklarda kullanılır?</h2>
<p>Parkinson, Tremor ve Distoni gibi hareket bozuklukları hastalıklarında, Epilepsi hastalıklarında , Tourette sendromunda , Obsesif-Kompulsif bozukluklarında, Hutchington hastalıklarında, Major Depresyon, Alzhemir Hastalığı, Obezite, Ağrı sendromlarında, Huzursuz bacak sendromunda kullanılmaktadır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Beyin pili hastanın tedavisinde neler sağlar?</h2>
<p>En sık g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde hareket bozukluklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu hastalıkların fizyopatolojisi karışıktır.&nbsp; Beyin pili hastalığı d&uuml;zeltmemektedir. Hastaların semptomlarını d&uuml;zeltir. Hastalar g&uuml;nl&uuml;k yaşantılarına &ccedil;abuk d&ouml;nmektedirler. Kullandıkları ila&ccedil;ların dozları azaltılıyor. İla&ccedil; yan etkileri ortadan kalkmış oluyor.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Parkinson Hastalarında Tedavi s&uuml;reci nasıldır?</h2>
<p>Bu hastalarda dopamin eksikliğine bağlı şikayetler ortaya &ccedil;ıkıyor. Bu hastalarda titreme (tremor), katılık-donma(rijidite), hareketlerde yavaşlama (bradikinezi) ve dengesizlik (postural instabilite) şikayetlerini sıklıkla g&ouml;rmekteyiz. Bu hastalara ilk &ouml;nce tıbbi tedavi verilmektedir. Dopamin tedavisi zamanla yetersiz kalmakta ve diskinezi, on-off durumları gibi ilacın yan etkileri g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. İla&ccedil; tedavisine rağmen hastalığın ilerlemesi, dopamin tedavisine cevap alınan hastalar, yan etkiler nedeniyle g&uuml;nl&uuml;k yaşantısı olumsuz etkilenen hastalar beyin pili i&ccedil;in uygun adaylardır. Bu hastalar n&ouml;roloji, psikiyatri ve beyin cerrahisi tarafından değerlendirilerek ameliyata hazırlanırlar. Ameliyat başarısı erken d&ouml;nemde y&uuml;ksek olup, zamanla tolerans gelişebilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Beyin pili nasıl takılır ?</h2>
<p>3 aşamada pil takılmaktadır.</p>
<p>İlk aşamada; Hasta ila&ccedil;larının dozları n&ouml;roloji tarafından azaltılmaktadır. Hasta ameliyat sabahı ila&ccedil;larını almıyor. Hastaya lokal anestezi ile Frame(&ccedil;er&ccedil;eve başlık) takıyoruz. MR veya beyin tomografisi &ccedil;ekiliyor. &Ouml;nceden belirlediğimiz &ccedil;ekirdeğin koordinatlarını &ouml;zel bir bilgisayar programında bu g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lerin &uuml;zerinden hesaplıyoruz.</p>
<p>İkinci aşamada; hastayı ameliyathaneye alıyoruz. Uyanık ameliyatı yapmaktayız. Uygun pozisyonda hastanın kafatasına sağ-sol olmak &uuml;zere 2 k&uuml;&ccedil;&uuml;k delik a&ccedil;ıyoruz. 2 mm lik k&uuml;&ccedil;&uuml;k elektrotlar yerleştirip, hedef beyin h&uuml;crelerinin elektrik aktivitelerine bakıyoruz. Mikrokayıtlama denilen bu y&ouml;ntemle bu h&uuml;crelerin haritasını &ccedil;ıkartıyoruz. Hastaya elektrik uyarıları vererek (Makrostim&uuml;lasyon) N&ouml;roloji doktorumuz tarafından hastanın muayenesi yapılmaktadır. Hasta fayda g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve herhangi bir yan etki olmadığını belirtirse kalıcı elektrotları (kablo gibi ) yerleştiriyoruz.</p>
<p>&Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; (son) aşamada; genel anestezi (hastayı uyutarak yapmaktayız. Yaklaşık 1 saat s&uuml;rmekte) beyin pilini hastanın g&ouml;ğ&uuml;s b&ouml;lgesinde k&ouml;pr&uuml;c&uuml;k kemiğinin altında derisine yapılan bir kesi ile deri altına yerleştiriyoruz.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Pil değiştirmek gerekir mi?</h2>
<p>Hastaların pil ayarları ameliyattan sonra 2-3 hafta devam edebilmektedir. Genelde 1. ayda pil ayarı ve ila&ccedil;larının yeni doz ayarları tamamlanmış olmaktadır.</p>
<p>Pilin &ouml;mr&uuml; 5-8 yıl arasında kullanım şekline bağlı olarak değişmektedir. Pil bitince t&uuml;m sistemi &ccedil;ıkartmaya gerek olmadan 15-20 dakikalık bir işlemle (anestezi altında) değiştirilmektedir. Şarj edilebilir pillerde kulanılmaktadır. Haftada bir g&uuml;n veya her g&uuml;n şarj edilmeleri gerekir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ameliyatın komplikasyonları nelerdir?</h2>
<p>En sık kanama ve enfeksiyon %1 oranında g&ouml;r&uuml;lebilmektedir.</p>
<p>Diğer olası komplikasyonlar; Kol ve bacakta g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k , g&ouml;rme problemleri olabilir.</p>

Özellikle hareket bozukluklarında hedeflediğimiz beyindeki hücrelere elektrik akımı verebilmemizi sağlayan cihazlardır. Nöromodülasyon adı verilen bu işlemle birçok hastalık günümüzde başarı ile tedavi edilebilmektedir.

beyinpilihs.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Epidural Steroid Enjeksiyonu</h2>
<p>Bel-Boyun Ağrılarının Cerrahi Dışı Tedavisi<br>Epidural Steroid Enjeksiyonu</p>
<p>Tedaviniz hakkında net bir bilgiye sahip olmanız, ağrınızla baş etmede size &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de yardımcı olur. Bu broş&uuml;r, epidural steroid enjeksiyonuna dair bilgiler i&ccedil;ermektedir ve umuyoruz ki size yardımcı olacaktır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Epidural Steroid Enjeksiyonunun Amacı Nedir?</h2>
<p>Epidural steroid enjeksiyonu, omurilik sinirlerinin tahrişi nedeniyle ortaya &ccedil;ıkan ağrıyı tedavi etmek i&ccedil;in ağrı giderici ila&ccedil;ların bel ve boynunuzdaki sinirlerin &ccedil;ıktığı ufak bir alana direk olarak uygulandığı bir işlemdir. Omurilik, dural kese adı verilen koruyucu bir katman tarafından sarılıdır. Bu kese, omuriliği yıkayan ve besleyen omurilik sıvısını i&ccedil;erir. Dural kesenin dış y&uuml;zeyi ve omurga kemikleri arasındaki boşluk ise epidural alandır. Omurilikten &ccedil;ıkan sinirler omurgadan ge&ccedil;er ve epidural alan i&ccedil;inden ge&ccedil;erek v&uuml;cuda dağılırlar.</p>
<p>Epidural enjeksiyonlar, ağrınızın olduğu b&ouml;lgeye g&ouml;re boynunuza (servikal), sırtınıza (torakal) veya belinize (lumbar) uygulanabilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bu İşlemde Neler Yapılır?</h2>
<p>Epidural steroid enjeksiyonu, &ouml;zel işlem odasında uygulanan bir işlemdir. Hastanede yatmayı gerektirmez. G&uuml;venliğiniz ve rahatınız i&ccedil;in size bir takım cihazlar (EKG monit&ouml;r&uuml;, kan basıncı manşonu ve bir kan oksijen seviyesi takip cihazı) bağlayabiliriz. Ayrıca, rahatlamanız i&ccedil;in damar i&ccedil;i ila&ccedil; verebiliriz. Karnınızın &uuml;zerine y&uuml;z&uuml;koyun yatacaksınız. Cildiniz antiseptik bir &ccedil;&ouml;zeltiyle temizlendikten sonra ağrı duymamanız i&ccedil;in doktor size uyuşturucu bir iğne yapacaktır. Bu iğne birka&ccedil; saniye yanma hissi yaratabilir.</p>
<p>Uyuşturucu ila&ccedil; etkisini g&ouml;sterdikten sonra, doktor, floroskop adı verilen &ouml;zel bir r&ouml;ntgen makinesinin yardımıyla başka bir iğne yerleştirecek ve iğnenin doğru yerde olup olmadığını anlamak i&ccedil;in de bir radyo opak boya (kontrast madde) enjekte edecektir. İğne uygun konuma geldiğinde, uyuşturucu ila&ccedil; (anestetik) ve anti enflamatuar ila&ccedil; (kortizon/steroid) karışımını verecektir. İla&ccedil; enjekte edilirken, her zaman hissettiğiniz bel ağrınıza benzer bir ağrıyı hissetmeniz normaldir. Bu iyi bir işarettir ve ilacın doğru yere gittiğini g&ouml;sterir. Ağrı genellikle s&uuml;ratle kaybolur.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bu İşlemde Uyuyabilir Miyim?</h2>
<p>Bu işlem i&ccedil;in uyumanıza gerek yoktur; ancak sizi rahatlatacak yeteri kadar ila&ccedil; alacaksınız.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bu İşlem Ne Kadar Zaman Alır?</h2>
<p>Epidural steroid enjeksiyonu normal olarak&nbsp;5-10 dakikadan fazla zaman almaz.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">İşlemin Tekrarı Gerekir Mi?</h2>
<p>İlk enjeksiyon sonrası ağrılardaki azalma d&uuml;zeyine g&ouml;re arada minimum 2-3 hafta olmak &uuml;zere nadiren enjeksiyon yenilenmesi gerekebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">İşlemden &Ouml;nce Ne Yapmalıyım?</h2>
<p>İla&ccedil; alacağınız i&ccedil;in, işlemden &ouml;nceki d&ouml;rt saat i&ccedil;inde bir şey yiyip i&ccedil;memenizi &ouml;neririz. Eğer şeker hastasıysanız, yemek yeme ve ila&ccedil; programınızı doktorunuzla konuşmanız gerekir.</p>
<p>Aldığınız bazı ila&ccedil;ları, işlemden birka&ccedil; g&uuml;n &ouml;nce kesmeniz gerekebilir. L&uuml;tfen, aldığınız t&uuml;m ila&ccedil;ları &ndash;bitkisel destekler veya vitaminler de d&acirc;hil olmak &uuml;zere &ndash; doktora hatırlatınız. Doktor, ila&ccedil;ları ne zaman bırakmanız gerektiğini veya bırakıp bırakmayacağınızı size s&ouml;yleyecektir. Kan sulandırıcı ila&ccedil; kullanıyorsanız işlemden 3 g&uuml;n &ouml;nce kesmelesiniz.</p>
<p>Astımınız olup olmadığını veya daha &ouml;nceden yapılmış bir radyoloji incelemesinde (BT taraması, anjiyo vb.) kullanılan kontrast maddeye karşı g&ouml;sterdiğiz alerjik tepkiyi (yani, kurdeşen, kaşıntı, nefes almada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k, hastanede yatmayı gerektirmiş herhangi bir tedavi) ya da kabuklu deniz hayvanlarına (karides, istakoz, yenge&ccedil;, deniz tarağı) karşı alerjik reaksiyonunuz olup olmadığını doktora s&ouml;ylemeniz &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Doktor, epidural steroid enjeksiyonu işlemi &ouml;ncesinde almanız i&ccedil;in size bazı ila&ccedil;lar verebilir.</p>
<p>Bu işlem &ouml;ncesinde, soğuk algınlığı, ateş veya nezle belirtileri yaşamışsanız doktora s&ouml;yleyiniz.</p>
<p>İşlem &ouml;ncesi ve sonrası aklınıza gelen t&uuml;m sorular i&ccedil;in ve ağrılarınızın durumu ile ilgili olarak bizi rahatlıkla her zaman arayabilirsiniz. Deneyimli ekibimiz size yardımcı olmaktan mutlu olacaktır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ağrılarınız Ne Zaman Ge&ccedil;er?</h2>
<p>Enjeksiyondan hemen sonra, uyuşturucu ilaca bağlı olarak &ccedil;ok daha iyi hissedebilmenize rağmen, birka&ccedil; saat i&ccedil;inde ağrınızın tekrar ortaya &ccedil;ıkma ihtimali vardır. Steroid enjeksiyonunun etkisini g&ouml;sterebilmesi i&ccedil;in birka&ccedil; g&uuml;n ge&ccedil;mesi gerekebilir. Maksimum d&uuml;zelme enjeksiyondan 1-2 hafta sonra g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Epidural Steroid Enjeksiyonunun Riskleri Nelerdir?</h2>
<p>Nadir g&ouml;r&uuml;lmelerine karşın bu riskler şunlardır:</p>
<ul>
<li>İlaca alerjik reaksiyon;</li>
<li>sinir hasarı;</li>
<li>enjeksiyon b&ouml;lgesinde morarma;</li>
<li>enjeksiyon b&ouml;lgesinde enfeksiyon;</li>
<li>başağrısına yol a&ccedil;an dura delinmesi.</li>
</ul>
<p>Ciddi bel ağrısı, bacaklarınızda yeni bir uyuşukluk veya g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, ge&ccedil;meyen baş ağrısı veya enjeksiyon b&ouml;lgesinde enfeksiyon belirtileri olursa, acilen doktora haber verin.<br>Başka Bir Enjeksiyon İ&ccedil;in Randevu Nasıl Alabilirim?</p>
<p>İlk enjeksiyon sıklıkla ağrılarınızda tama yakın bir d&uuml;zelme sağlayacaktır. Ancak yeterli d&uuml;zelme olmaması olasılığına karşı sıklıkla size 3 enjeksiyonluk bir randevu verilecektir. Enjeksiyon ile beraber size fizyoterapi de &ouml;nerilebilir. Bu durumda enjeksiyonlar fizik tedavi seansları ile koordineli g&ouml;t&uuml;relecektir. Eğer ilk enjeksiyon sonrası ağrılarınız yeterli oranda d&uuml;zelmezse l&uuml;tfen bize haber verin. İlk enjeksiyon sonrası hafif bir d&uuml;zelme hissetderseniz size 2. veya 3. enjeksiyonu &ouml;nerebiliriz. Eğer ağrılarınız yeterli d&uuml;zeyde azalırsa diğer randevularınızı memnuniyetle iptal edebiliriz.</p>

Ağrı Tedavisi (Nokta Atışı) Ameliyat gerektirmeyen bel ve boyun fıtıklarında uygulanan, doğrudan ağrı kaynağına odaklanan girişimsel bir yöntemdir. Görüntüleme cihazları eşliğinde sorunlu sinir köküne yapılan enjeksiyonla ödem ve ağrı giderilir. Hasta, işlemden kısa süre sonra yürüyerek günlük hayatına dönebilir.

midsection-person-wearing-hat1.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel kaymasının belirtileri nelerdir?</strong></h2>
<p>Hastalar bel, kal&ccedil;a ve bacak ağrısı ile başvurabilirler. Ağrı uyluk arka kısmına ve baldıra, ayak tabanına yayılan rahatsızlıktan yakınırlar.&nbsp;Bu ağrıların şiddeti &ouml;ne doğru eğilirken artış g&ouml;stermekte; arkaya doğru eğilirken ise azalmaktadır. Bu hastalar tipik olarak &ouml;ne doğru hafif eğik y&uuml;r&uuml;rler.&nbsp;Ayaklarda uyuşmalar, hareket kısıtlılıkları, y&uuml;r&uuml;me ve oturmada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k,&nbsp;y&uuml;r&uuml;rken sık sık&nbsp;<a href="https://www.acibadem.com.tr/omurgasagligimerkezi/bel-agrisi">bel ağrısı</a>&nbsp;g&ouml;r&uuml;lebilir ve durmak zorunda kalabilirler. &Ccedil;ok uzun s&uuml;re ayakta durmak ya da akşamları bacaklarda oluşan kramplar da bel kayması belirtileri arasına girebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel kaymasının nedenleri nelerdir?</strong></h2>
<p>Bir&ccedil;ok neden vardır. Yaşlılıkta g&ouml;r&uuml;len dejenerasyona bağlı kaymalar, ameliyat sonrası gelişen kaymalar ve &ccedil;ocukluk &ccedil;ağında omurlardaki doğumsal sorunlara bağlı gelişen kaymalardır.&nbsp;Bu t&uuml;r bel kaymaları, ergenlik &ccedil;ağında bel ağrısı problemiyle karşımıza &ccedil;ıkabilir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık g&ouml;r&uuml;lmektedir. Bele darbe alınması, kontrols&uuml;z d&uuml;şmeler (sporcularda sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r &ouml;zellikle de jimnastik&ccedil;iler, halterciler ve futbolcularda)&nbsp;ve tekrarlayan mikro(k&uuml;&ccedil;&uuml;k) travmalar da diğer nedenler arasındadır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel kaymasında tanı koyma s&uuml;reci nasıldır?</strong></h2>
<p>Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı veya fizik tedavi uzmanı tarafından hastanın yapılan muayenesi sonucunda r&ouml;ntgen, tomografi ve manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme (MR) tetkikleri istenebilmektedir. Bel kayması i&ccedil;in &ouml;zellikle&nbsp;hareketli grafi ile yapılan test sonucu (&ouml;ne, arkaya eğilme vb.)ve MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme &ouml;nemlidir. Kaymanın dercesi ve bel fıtığı ile bası derecesi belirlenebilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel kaymasında cerrahi olmayan y&ouml;ntemler nelerdir?</strong></h2>
<p>Kaymanın derecesi hafif, orta ve ileri d&uuml;zey arasında sınıflandırılır. Bel kaymasının derecesine ve şikayetlerin ağırlığına g&ouml;re tedavi &ccedil;ok &ccedil;eşitli şekillerde yapılmaktadır.</p>
<p>Bel kaymasının tedavisinde, kayma hafif derecede ise istirahat, ağrı kesici ve &ouml;dem giderici ila&ccedil;lar,&nbsp;g&uuml;nl&uuml;k aktiviteleri kısıtlama ve gerekirse bel korsesi de &ouml;nerilebilir. Bel korsesi ağrının azalmasına, oluşan spazmın giderilmesine yardımcı olabilir.&nbsp;Fizik tedavi ve&nbsp;rehabilitasyon programı ile bel b&ouml;lgesindeki kaslarınızı g&uuml;&ccedil;lendirmek &ouml;nemlidir.&nbsp;Bel ağrısı ile birlikte sinir sıkışması da mevcut ise algoloji b&ouml;l&uuml;m&uuml; tarafından yapılan epidural veya foraminal enjeksiyonlar tedaviye eklenebilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px"><strong>Bel kayması tedavisinde cerrahi y&ouml;ntem ne zaman gereklidir?</strong></h2>
<p>İla&ccedil; tedavisi ve ek uygulamalarla ge&ccedil;meyen durumlarda cerrahi tedavi se&ccedil;eneği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;r. Bel kaymasının cerrahi tedavisinde kayma b&ouml;lgesindeki sinirler serbestleştirilir ve omurlar birbirine sabitlenerek (platin-vida sistemi) kaymanın ilerlemesi &ouml;nlenir. Spinal f&uuml;zyon denilen tekniklerle kayan omurgalar vidalarla tespit edilir. Ameliyat işlemi &ouml;nden veya arkadan ya da her iki taraftan yapılabilir. Ameliyat sonrası rehabilitasyon programları iyileşme s&uuml;recini hızlandırmada yarar sağlayabilmektedir.<br><br></p>
<p>Bel kayması, omurganın birbiri &uuml;zerinde yer değiştirmesine denir.Herhangi bir yaşta g&ouml;r&uuml;lebilen bel kaymasını sıklıkla L4 omurun L5 &uuml;zerinde &ouml;ne doğru kayması olarak g&ouml;rmekteyiz. Bel kaymasına &ccedil;oğu zaman &ldquo;bel fıtığı ve dar kanal&rdquo; da eşlik edebilir.</p>

Bel kayması (spondilolistezis); omurların birbiri üzerinde yer değiştirmesi sonucu sinirlerin sıkışmasıdır. Şiddetli bel, bacak ağrısı ve yürüme güçlüğüne yol açar. İleri vakalarda cerrahi sabitleme ile omurga dengesi yeniden sağlanır ve hasta hareket özgürlüğüne kavuşur.

doctor-shows-inflammation-pain-intervertebral-discs-hernia-displaced-joints-2.jpg

<h2><strong>HİPOFİZ BEZİ T&Uuml;M&Ouml;RLERİ</strong></h2>
<p><strong>KADINLARDA DAHA YAYGIN</strong></p>
<p>Hipofiz t&uuml;m&ouml;rleri tıpkı endokrin k&ouml;kenli tiroit hastalığında olduğu gibi kadınlarda daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.</p>
<p><strong>HİPOFİZ BEZİ</strong></p>
<p><strong>Ne işe yarar?</strong></p>
<p><strong>Hangi hormonları y&ouml;netir?</strong></p>
<p><strong>Kanserleştiğinde hormonları nasıl etkiler?</strong></p>
<p><strong>Tedavisinde neler yapılır?</strong></p>
<p><strong>Ameliyat sonrası neler yaşanır?</strong></p>
<p>Nedeni tam olarak bilinmeyen hipofiz bezi t&uuml;m&ouml;r&uuml;, tıbbın multidisipliner &ccedil;alışma konularından biri. Nadir g&ouml;r&uuml;len ve genellikle iyi huylu seyreden bu kitleler, hipofiz bezinin y&ouml;nettiği hormonlarımızı da etkileyerek pek &ccedil;ok farklı şikayete neden oluyor.</p>
<p>Boyutlarının (5-7 mm) &ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;k olduğuna bakmayın. Kafa tabanında, burun k&ouml;k&uuml;n&uuml;n arkasında bulunan hipofiz bezi, boyundan beklenmeyecek kadar &ouml;nemli işlevlere sahip bir hormon bezi. V&uuml;cudumuzun gece-g&uuml;nd&uuml;z, a&ccedil;lık ve uyku gibi durumlarında g&uuml;nl&uuml;k fonksiyonlarımızın ihtiyacına g&ouml;re değişik hormonlar salgılıyor; bununla da kalmıyor, uzun d&ouml;nemde b&uuml;y&uuml;me, kalp atış hızı, tiroit bezi salgılarını ve &uuml;rememizi sağlayan hormonları y&ouml;netiyor. Tiroit bezi, b&ouml;brek &uuml;st&uuml; bezleri, erkeklerde testisler ve kadınlarda yumurtalıklar gibi diğer endokrin bezlerin &ccedil;alışmalarını adeta bir orkestra şefi gibi d&uuml;zenliyor. İşte bu bezin kendi dokusunu oluşturan h&uuml;crelerin &ccedil;eşitli nedenlerle kontrols&uuml;z b&ouml;l&uuml;nmesi ve &ccedil;oğalması sonucu &ldquo;hipofiz adenomu&rdquo; dediğimiz bazı kitleler oluşuyor. Hipofiz adenomları; fonksiyonları ve yapıları itibariyle genellikle iyi huylu t&uuml;m&ouml;rler olsa da; ulaşabildikleri boyutlara ve fonksiyonlarına bağlı olarak &ccedil;eşitli klinik belirtilerle sağlığı olumsuz etkileyebiliyor.</p>
<p>Hipofiz bezi t&uuml;m&ouml;rlerinin tanı ve tedavi s&uuml;recinde, beyin ve sinir cerrahisinin yanı sıra; endokrinoloji ve radyasyon onkolojisi de multidisipliner &ccedil;alışmanın &ouml;nemli akt&ouml;rleri.<strong>&nbsp;</strong></p>
<h2><strong>HANGİ BELİRTİLER &Ouml;NE &Ccedil;IKIYOR?</strong></h2>
<p><strong>Hipofiz bezi t&uuml;m&ouml;rlerinde, t&uuml;m&ouml;r&uuml;n etkilediği hormona &ouml;zel olarak farklı belirtiler g&ouml;r&uuml;lebiliyor. Ancak genel itibariyle &ouml;ne &ccedil;ıkan belirtilerin listesini aşağıda inceleyebilirsiniz:</strong></p>
<ul>
<li>Baş ağrısı</li>
<li>G&ouml;rme bozuklukları</li>
<li>Adet d&ouml;nemi değişiklikleri, gecikmeleri</li>
<li>Kısırlık</li>
<li>Memeden s&uuml;t gelmesi (hamilelik d&ouml;nemi dışında)</li>
<li>Fazla ACTH (adrenokortikotrop hormon) &uuml;retiminden kaynaklanan Cushing sendromu</li>
<li>Aşırı b&uuml;y&uuml;me hormonu &uuml;retiminden kaynaklanan akromegali (ellerde, ayaklarda, &ccedil;enede b&uuml;y&uuml;me)</li>
<li>Sebepsiz yorgunluk</li>
<li>Psikolojik sorunlar</li>
</ul>
<p><em><u>&ldquo;Tanı ve tedavi s&uuml;recinde farklı disiplinleri bir araya getiren hipofiz t&uuml;m&ouml;rleri, g&uuml;n&uuml;m&uuml;z sağlık teknolojilerinden ka&ccedil;amıyor. &Ouml;zellikle t&uuml;m&ouml;r&uuml;n b&uuml;y&uuml;k olduğu vakalarda hastalarımızı hibrit ameliyathane koşullarında navigasyon teknolojisini de kullanarak ameliyat ediyoruz. Bu sayede t&uuml;m&ouml;r&uuml;n tam yerini tespit ederek olası yaralanma ve hata risklerini de azaltıyoruz.&rdquo;</u></em></p>
<p><strong><em><u>Hormonlarımızın G&ouml;revleri&nbsp;</u></em></strong></p>
<p><strong>B&uuml;y&uuml;me hormonu (GH):&nbsp;</strong>T&uuml;m v&uuml;cudu etkileyerek b&uuml;y&uuml;me ve gelişme d&ouml;neminde organların olgunlaşmasını ve b&uuml;y&uuml;mesini sağlıyor.</p>
<p><strong>Adrenokortikotropin hormon (ACTH):&nbsp;</strong>B&ouml;brek &uuml;st&uuml; bezlerinden salgılanan ve hayati &ouml;zellikte olan kortizol, aldosteron ve androjen gibi hormonların &uuml;retimini d&uuml;zenliyor. Strese karşı bedenimizi de koruyan o.</p>
<p><strong>Tiroit stim&uuml;lan hormon (TSH):&nbsp;</strong>V&uuml;cut i&ccedil;in hayati &ouml;neme sahip bir diğer hormon grubu olan T3-T4 tiroit bezine ait hormonların &uuml;retimini d&uuml;zenliyor.</p>
<p><strong>Folik&uuml;l uyarıcı hormon (FSH):&nbsp;</strong>Kadınlarda yumurtalıktaki &uuml;reme h&uuml;crelerinin gelişiminden sorumlu. Erkeklerde ise sperm &uuml;retiminin d&uuml;zenlenmesinde g&ouml;rev alıyor. Ayrıca &ouml;strojen, progesteron ve testosteron gibi cinsiyet hormonlarının &uuml;retimini d&uuml;zenlemek onun işi.</p>
<p><strong>L&uuml;teinleştirici hormon (LH):&nbsp;</strong>Kadınlarda olgunlaşan yumurta h&uuml;crelerinin &uuml;reme kanalına atılmasını sağlarken; erkeklerde sperm &uuml;retimi ve olgunlaşmasından sorumlu. Bunun dışında FSH ile birlikte cinsiyet hormonlarının &uuml;retiminin d&uuml;zenlenmesinde de g&ouml;rev alıyor.</p>
<h2><strong>NASIL FARK EDİLİYOR?</strong></h2>
<p>Bilimsel bulgulara g&ouml;re hipofiz bezi t&uuml;m&ouml;rlerinin bilinen bir nedeni yok. Hipofiz bezinin &ccedil;alışmasını travmalar, ağır ge&ccedil;en doğumlar, tiroit sorunları, radyasyon ya da bazı imm&uuml;noterapi ila&ccedil;ları etkilese de bunların hi&ccedil;biri t&uuml;m&ouml;re neden olmuyor. B&uuml;y&uuml;k bir kısmı hormonal a&ccedil;ıdan aktif değil ve bir kısmı tesad&uuml;fen saptanıyor. Tanı konurken hipofizin i&ccedil;indeki hormonlara bakılarak birka&ccedil; aşamadan oluşan incelemeler yapılıyor. Nadiren g&ouml;r&uuml;len bu yapıların klinik belirtileri temelde, kaynaklandıkları hipofiz h&uuml;cresine bağlı olarak hormon &uuml;retip &uuml;retmediğine ve ulaştıkları t&uuml;m&ouml;r boyutuna g&ouml;re değişkenlik g&ouml;steriyor. Yani aslında hangi hormonu etkiliyorsa ona &ouml;zel belirtiler g&ouml;r&uuml;lebiliyor. Kadınlarda fark edilmesi daha kolay, &ccedil;&uuml;nk&uuml; prolaktin (anne s&uuml;t&uuml;n&uuml;n &uuml;retimini sağlayan hormon) &ouml;l&ccedil;&uuml;mlerinde g&ouml;r&uuml;lebiliyor. Erkeklerde ise genellikle sorun, t&uuml;m&ouml;r biraz daha b&uuml;y&uuml;d&uuml;kten sonra saptanmış oluyor.</p>
<p><strong><em><u>&ldquo;Cerrahi tedavinin amacı, patolojik tanı koyabilmek, t&uuml;m&ouml;r&uuml;n sinir ve damarlara olan bası etkisini kaldırmak, anormal hormon aktivitesini kontrol altına almak ve m&uuml;mk&uuml;n olduğunca normal hipofiz dokusunu korumaktır.&rdquo;</u></em></strong></p>
<p>&Ccedil;apı 1 cm&rsquo;den k&uuml;&ccedil;&uuml;k adenomlara mikroadenom; 1 cm&rsquo;den b&uuml;y&uuml;k adenomlara makroadenom deniyor. Mikroadenomlar sıklıkla &ccedil;evre dokularda belirgin bir sorun yaratmasa da; makroadenomlar hipofizin &ccedil;evresindeki anatomik yapılarda ve hipofiz bezine bası yoluyla sorunlara neden oluyor. Bunun yanı sıra adenomlar, kaynak aldıkları h&uuml;creye g&ouml;re belirli hormonları normalden fazla miktarda, kontrols&uuml;z olarak &uuml;retebiliyor. Bu doğrultuda, b&uuml;y&uuml;me hormonu, ACTH, TSH, prolaktin, FSH veya LH hormonlarını &uuml;retebilen adenomlar gelişebiliyor. Yine hipofiz bezi i&ccedil;inde veya &ccedil;evresinde yer alan ve anne karnındaki embriyolojik d&ouml;neme ait farklı doku t&uuml;rlerinden kaynaklanan t&uuml;m&ouml;r yapıları da gelişebilmekte (Kraniofarengioma, teratom, gangliositom gibi).</p>
<p><strong>ŞİKAYETLERİNİZ VARSA MUTLAKA DOKTORA BAŞVURUN</strong></p>
<p>T&uuml;m&ouml;r&uuml;n kitle etkisine bağlı olarak; baş ağrısı, g&ouml;rme alanı bozuklukları, &ccedil;ift g&ouml;rme, g&ouml;z kapağında d&uuml;şme gibi belirtiler g&ouml;r&uuml;lebilirken, hormonların fazla &uuml;retilmesi ya da yetersiz salgılanması gibi durumlarda da farklı belirtiler ortaya &ccedil;ıkabiliyor. &Ouml;rneğin b&uuml;y&uuml;me hormonunun fazla salgılanması, yetişkinlerde el ve ayak, hatta &ccedil;ene b&uuml;y&uuml;melerine neden oluyor. TSH (Tiroit Uyarıcı Hormon) fazla salgılandığında ise kalp hastalıkları, kilo kaybı ve ciltte incelme gibi durumlarla karşılaşılıyor. ACTH (Adrenokortikotrop Hormon) adlı hormonun fazla salgılanması ise Cushing hastalığına, kırılgan kemik hastalığına, g&ouml;bek b&ouml;lgesinde kilo almaya ya da anormal kıllanmaya kadar pek &ccedil;ok farklı şikayete neden olabiliyor. Ya da anne s&uuml;t&uuml;n&uuml;n &uuml;retimini sağlayan prolaktin hormonunun fazla salgılanmasından s&ouml;z edelim. O da cinsel fonksiyon bozukluğuna, infertiliteye (kısırlık) ve adet d&ouml;nemi d&uuml;zensizlikleri gibi &ccedil;eşitli sorunlara yol a&ccedil;abiliyor. Benzer şekilde FSH ve LH adlı hormonların da fazla salgılanması nadiren infertilite ya da adet d&uuml;zensizliği gibi sonu&ccedil;lar getiriyor.</p>
<p>Hipofiz t&uuml;m&ouml;r&uuml;ne dair belirtilerin her biri, doktora başvurmak i&ccedil;in &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; birer neden. Muayene ve tetkikler i&ccedil;in farklı branşlar devreye giriyor demiştik; &ouml;rneğin n&ouml;roloji ve g&ouml;z hastalıkları da bunlar arasında. Hastada g&ouml;rme bozuklukları olduğunda mutlaka araştırılmalı ve g&ouml;rme alanı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerek, g&ouml;rme kaybı olup olmadığı incelenmelidir. Ya da kan dolaşımında bulunan ve salgılanan hormon d&uuml;zeyinde artış olup olmadığını belirlemek i&ccedil;in &ouml;zel kan ve idrar testleri yapılmalıdır. Bu değerler y&uuml;ksek bulunursa, bilgisayarlı beyin tomografisi veya beyin-hipofiz bezi MR (manyetik rezonans) ile t&uuml;m&ouml;r saptanabiliyor.</p>
<h2><strong>TEDAVİ S&Uuml;RECİNDE NASIL BİR YOL İZLENİYOR?</strong></h2>
<p><strong>T&uuml;m&ouml;r k&uuml;&ccedil;&uuml;kse&hellip;</strong></p>
<p>Hipofiz t&uuml;m&ouml;r&uuml;nde tedavi y&ouml;ntemine karar verilirken, &ouml;ncelikli olarak hastadaki klinik bulgulara ve sağlığı etkileme d&uuml;zeyine bakılması &ouml;nemli. Bu bağlamda mikroadenom &ouml;zellikteki t&uuml;m&ouml;rler herhangi bir fonksiyonel veya anatomik soruna neden olmadığında tedavi kararı alınmayabilir. K&uuml;&ccedil;&uuml;k boyutlu, fonksiyonel olmayan ve herhangi bir klinik belirtiye yol a&ccedil;mayan t&uuml;m&ouml;rlerde yakın takip yapılabilir. Bu durumda hastalar aralıklı olarak t&uuml;m&ouml;r&uuml;n davranışında ve boyutunda herhangi bir değişimin olup olmadığı noktasında incelenecektir. T&uuml;m&ouml;r&uuml;n &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olmadığı ve cerrahi gerekmeyen durumlarda ila&ccedil;la %70-80 k&uuml;&ccedil;&uuml;ltme ile kaybolmaları sağlanabilir. Hipofiz hormonlarının kandaki miktarlarında y&uuml;kselme veya al&ccedil;almaya bağlı gelişen belirtilerin giderilmesinde kullanılan ila&ccedil; tedavileri, &ouml;zellikle sık g&ouml;r&uuml;len prolaktinomalarda başarılı.</p>
<p><strong>T&uuml;m&ouml;r b&uuml;y&uuml;kse&hellip;</strong></p>
<p>Daha b&uuml;y&uuml;k boyutlu ve fonksiyonel t&uuml;m&ouml;rlerde farklı tedavi y&ouml;ntemlerine başvurmak gerekebilir. &Ouml;zellikle bası belirtilerine neden olan b&uuml;y&uuml;k t&uuml;m&ouml;rlerde veya ila&ccedil; tedavisine diren&ccedil;li hipofiz adenomlarında ameliyat ihtiyacı doğabilir. Burada iki farklı y&ouml;ntemden s&ouml;z edebiliriz. &ldquo;Endoskopik transnazal transsfenoidal yaklaşım&rdquo; adı verilen birinci y&ouml;ntem, burun i&ccedil;ine g&ouml;nderilen endoskoplar yardımıyla kapalı teknikle kitlenin &ccedil;ıkarılmasına dayanıyor. İkinci y&ouml;ntem ise, a&ccedil;ık beyin cerrahisi y&ouml;ntemiyle kitlenin alınması şeklindedir.</p>
<h2><strong>HİPOFİZ AMELİYATINDAN SONRA HORMON SORUNLARI OLUYOR MU?</strong></h2>
<p>Hipofiz t&uuml;m&ouml;rlerinin takip ve tedavilerinde, vurguladığımız gibi multidisipliner yaklaşım &ouml;nemli. Ameliyat ihtiyacı duyulduğunda, cerrahi ekibin tecr&uuml;besi de bir diğer &ouml;nemli konu. Anestezi uzmanı ve kulak burun boğaz uzmanı ile birlikte yapılan ameliyatlarda, hibrit ameliyathane ortamı ve gelişmiş teknolojik cihazlar (endoskopik kamera sistemleri, n&ouml;ronavigasyon, intraoperatif MR gibi) ile başarılı sonu&ccedil;lar alınıyor. Ameliyat sonrasında, &ccedil;ok nadir olmakla birlikte hipofiz hormonlarında etkilenmeye bağlı hipofiz fırtınası g&ouml;r&uuml;l&uuml;p koma gibi durumlar yaşanabiliyor. Bu y&uuml;zden eksik hormonlar hızlıca hastaya verilmelidir. Diyabet insipitus, dediğimiz aşırı su i&ccedil;me ve fazla idrar &ccedil;ıkması gibi durumlar ise ila&ccedil;la tedavi edilebilir.</p>
<p><strong>AMELİYAT VE SONRASI&hellip;</strong></p>
<p>Cerrahi tedavide &ouml;ncelikle, endoskop yardımıyla burun direğinin arka kısmında ameliyat i&ccedil;in &ccedil;alışılacak bir alan oluşturuluyor. Bu aşamadan sonra t&uuml;m&ouml;r &ccedil;ıkarılıyor. Sonrasında, ameliyat b&ouml;lgesi &ouml;zel bir doku hazırlığıyla kapatılıyor. &Ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k boyutlu bir t&uuml;m&ouml;r olmadığı s&uuml;rece beyin yerine burun yoluyla hipofiz t&uuml;m&ouml;r&uuml;ne ulaşmak, hasta a&ccedil;ından da avantajlı. 3-4 saatlik bu ameliyat sonrasında, dikiş izi olmuyor ve iyileşme s&uuml;resi de kısalıyor. Navigasyon eşliğinde yapılan ameliyatta, t&uuml;m&ouml;r&uuml;n yeri tam olarak tespit edilerek hata payı azaltılıyor ve gereksiz yaralanmaların da &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;iliyor.</p>
<p>Eğer ciddi bir hormonal dengesizlik yoksa hasta ameliyat sonrasında 4-5 g&uuml;n i&ccedil;inde taburcu ediliyor. Ancak &ouml;zellikle ilk 7-10 g&uuml;n boyunca hastanın dikkat etmesi gereken bazı hususlar var. Ağır kaldırmamak ya da kabız olmamak, &uuml;ş&uuml;tmemek gibi. Kafa i&ccedil;i basıncını artıracak her şey ameliyat yerine zarar vererek ikinci bir ameliyata sebep olabilir. Birka&ccedil; g&uuml;n tampon kullanılması ve kabuklanmaların iyi takip edilmesi de &ouml;nemli. Ancak ameliyattan bir ay sonra hastalar artık t&uuml;m&uuml;yle normal yaşamlarına d&ouml;nm&uuml;ş oluyorlar. Endokrinoloji tarafından ameliyat sonrasında gerekli t&uuml;m hormonal takiplerin de yapılması gerekiyor.</p>
<p><em>&ldquo;Eğer t&uuml;m&ouml;r cerrahiyle tamamen &ccedil;ıkarılamayacaksa radyocerrahi iyi bir se&ccedil;enek olarak hastaya uygulanıyor. Bazen cerrahi sonrasında geride kalan lezyon ya da n&uuml;ks varlığında da bu tedaviden faydalanılıyor.&rdquo;</em></p>
<h2><strong>NE ZAMAN RADYOCERRAHİ?</strong></h2>
<p>Hipofiz t&uuml;m&ouml;r&uuml;n&uuml;n tedavi se&ccedil;eneklerinden biri de radyocerrahidir. Radyocerrahi ile hormon değerlerinin normal seviyelere d&ouml;nmesi ve t&uuml;m&ouml;rdeki b&uuml;y&uuml;menin kontrol altına alınması hedefleniyor. Radyocerrahi sırasında g&ouml;rme siniri gibi &ccedil;evre dokulara zarar vermeden ışınlama yapmak da bir diğer &ouml;nemli hedef. T&uuml;m&ouml;r bazen burnun her iki tarafında yer alan damarsal yapılara yapışık olduğu i&ccedil;in cerrahi y&ouml;ntemlerle &ccedil;ıkarılması zorlaşıyor. Genellikle iyi huylu t&uuml;m&ouml;rler olduğu i&ccedil;in kemoterapiye de ihtiya&ccedil; olmuyor. Ancak radyocerrahi ile tedavisine devam ediliyor ve MR incelemeleriyle takibi yapılıyor. Cerrahi tedavi sonrasında da bazen, yoğunlaştırılmış X-ışınları kullanılarak, stereotaktik radyocerrahi y&ouml;ntemleriyle, &ccedil;ıkarılamayan t&uuml;m&ouml;r dokusunda bir b&uuml;y&uuml;me halinde b&ouml;lgenin tamamen temizlenmesi hedeflenebiliyor.</p>

Hipofiz Bezi Tümörü Hormonal dengesizlik ve görme sinirine baskı yaparak görme kaybına yol açabilen kitlelerdir. Tedavisi genellikle burun deliğinden girilerek (Endoskopik) yapılan kesisiz ameliyattır. Kafatası açılmadığı için hasta dikiş izi olmadan, kısa sürede hormonal ve görsel sağlığına kavuşur.

hipofizbezitumoruhs.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">&ldquo;Ağzımın tadı yok&rdquo; Koku duyunuz etkilenmiş olabilir?</h2>
<p>Koku alma problemi zaman zaman hepimizin yaşadığı bir durumdur. &Ouml;zellikle şiddetli burun akıntısı ile seyreden gribal enfeksiyonlarda ve allerjik reaksiyonlarda koku alamadığımızı ifade ederiz. Koku hissi kaybolan bir&ccedil;ok hasta tad duyusunun etkilendiğini de belirtir. Koku alması etkilenen hastalardan &ldquo;ağzımın tadı yok &ldquo; şeklinde bir ifadeyi sık&ccedil;a duyabiliriz. Koku alma duyusu ve tad alma h&uuml;creleri 60 yaş &uuml;zerinde azalmaya başlar. Y&uuml;zlerce sebebi olan bu durumu beyin cerrahisi olarak &ouml;zellikle kafa travmaları sonrasında ve koku sinirini tutan kafa tabanı t&uuml;m&ouml;rlerinde g&ouml;rebilmekteyiz.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Kafa Travması</h2>
<p>Kafa travması ge&ccedil;iren hastaların %5-10 civarında koku duyusu kaybı g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Kafa travmasının şiddetiyle orantılıdır. Travmadan sonra hemen ya da saatler i&ccedil;inde g&ouml;r&uuml;l&uuml;bilir. Koku alma sinirinin gerilmesi veya kopmasına bağlı olabilmektedir. Tedavisinde herhangi bir tedavi bulunmamaktadır. Koku alma sinirlerimizin kendi kendine iyileşmesini bekleriz.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">T&uuml;m&ouml;rler</h2>
<p>Hem burun i&ccedil;inden kaynaklanan hem de beyin t&uuml;m&ouml;rleri koku kaybına yol a&ccedil;abilir. Burun i&ccedil;inde oluşan t&uuml;m&ouml;rler genellikle tıkanma etkisi yaparlar. Kulak burun boğaz (KBB) doktorlarının mutlaka değerlendirmesi gerekir. Meningioma, hipofiz bezi t&uuml;m&ouml;rleri, gliom gibi beyin t&uuml;m&ouml;rleri koku sinirine zarar verebilirler. T&uuml;m&ouml;ral lezyonlarda koku bozukluğu genellikle tek taraflıdır. Koku alamama ile birlikte g&ouml;rme de problem ve hormon sisteminde (hipofiz bezi etkilenmesine bağlı olarak) etkilenme varsa mutlaka beyin ve sinir cerrahisi beyin MR ile birlikte değerlendirmelidir. T&uuml;m&ouml;r tedavisinde, t&uuml;m&ouml;r&uuml;n boyutu, yeri ve &ouml;zelliğine g&ouml;re cerrahi veya radyocerrahi tedavileri yapılmaktadır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Koku alma bozuklukları ve&nbsp;koku duyusu kaybı nedenleri</h2>
<p>En sık g&ouml;r&uuml;len sebepler şu şekildedir;</p>
<p>&Uuml;st solunum yolu enfeksiyonları (Akut sin&uuml;zit, gribal hastalıklar, Rinit</p>
<p>Travmalar (Buruna gelen veya kafaya gelen travmalar sonrası)</p>
<p>Burundan kaynaklanan lezyonlar (Polip, t&uuml;m&ouml;r)</p>
<p>Ge&ccedil;irilen burun ameliyatları sonrası</p>
<p>Şeker hastalığı, hormonal rahatsızlıklar</p>
<p>Bazı doğumsal hastalıklar ( Klinefelter sendromu, Kallman sendromu)</p>
<p>Psikiyatrik hastalıklar (Şizofreni gibi)</p>
<p>Vitamin eksiklikleri (A vitamini, &ccedil;inko eksikliği)</p>
<p>N&ouml;rolojik hastalıklar (Parkinson, Alzhemir hastalığı, Huntington hastalığı, Multiple sclerosis gibi)</p>
<p>Bazı kullanılan ila&ccedil;lar (Nifedipin, terbinafin gibi)</p>
<p>Baş &ndash; boyun b&ouml;lgesine uygulanan radyoterapi sonrası</p>
<p>Toksik- kimyasal kokulara maruz kalma</p>
<p>Sigara i&ccedil;mek , uyuşturucu kullanımı</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">TANI</h2>
<p>Hastanın muayenesi, hikayesi &ccedil;ok &ouml;nemlidir. &Ouml;zel koku testleri ve tomografi ile MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme yapmak gerekebilir. KBB, N&ouml;roloji, Dahiliye ve kafa tabanı t&uuml;m&ouml;rlerinde Beyin cerrahisi tarafından mutlaka değerlendirilmelidir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">TEDAVİ</h2>
<p>Hastanın teşhisine g&ouml;re tedavi yapılmalıdır. İlgili b&ouml;l&uuml;mce ila&ccedil; tedavisi veya operasyon yapılmalıdır. Tedavi sonrası takip ve koku alma egsersizleri &ouml;nerilebilir.</p>
<p><em>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde 60 yaş &uuml;zerinde 2 kişiden biri koku almada problem yaşayabilmektedir. Parkinson hastalarının %96&rsquo;sı, ilk tanı koyulduğunda koku alma yeteneklerini kaybettikleri saptanmıştır. Parkinson hastalığının kabızlıkla birlikte en erken belirtisidir.</em></p>
<p>Unutmayın KOKU ALMAMA; ihmale gelmez. 60 yaş &uuml;zerinde koku almada etkilenme varsa, bu durum beyin hastalıkları ile birlikte g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. &Ouml;zellikle Parkinson hastalığı başta olmak &uuml;zere, Alzhemir hastalığı, Huntington hastalığı, Multiple sclerosis gibi hastalıkların belirtisi olabilir. Herkese g&uuml;zel kokulu g&uuml;nler diliyorum.</p>

Koku Alamama Koku kaybı sadece burun hastalıklarından kaynaklanmaz; ön kafa tabanında büyüyen tümörlerin (menenjiom) sessiz habercisi olabilir. Koku sinirine baskı yapan bu kitlelerin erken teşhisi ve mikrocerrahi ile alınması, ileride oluşabilecek görme kaybı ve kalıcı hasarların önüne geçer.

close-up-woman-smelling-flowers.jpg

<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">SIRT VE BEL AĞRISI</h2>
<p>Sırt ve bel ağrısı, gerek poliklinik gerekse acil servis koşullarında sık karşılaşılan yakınmalardır. Basit mekanik bel ağrısı ile m&uuml;dahale gerektirebilecek bel ağrıları hastalıkları ayırıcı tanısı netleştirilmelidir. Sırt ve bel ağrılarının sık g&ouml;r&uuml;lme nedenleri;</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Sırt ve bel ağrısının sık g&ouml;r&uuml;lme nedenleri</h2>
<ol>
<li>Mekanik bel ağrısı</li>
<li>Lomber disk hernisi (Bel fıtığı)</li>
<li>Omurga romatizması (osteoartrit)</li>
<li>B&ouml;brek ağrısı (Renal kolik) vs.</li>
</ol>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Sırt ve bel ağrısı ile başvuran hastada altta yatan ciddi hastalığı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ren bulgular;</h2>
<ol>
<li>50 yaşından b&uuml;y&uuml;k, 20 yaşından k&uuml;&ccedil;&uuml;k hasta,</li>
<li>&Ouml;nceden kanser hik&acirc;yesi veya kilo kaybı &ouml;yk&uuml;s&uuml; ,</li>
<li>Ciddi travma &ouml;yk&uuml;s&uuml;,</li>
<li>İstirahat ile ge&ccedil;meyen bel ağrısı,</li>
<li>Uzun s&uuml;reli steroid (kortizon) ila&ccedil; kullanımı,</li>
<li>Ani başlayan bacaklarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, uyuşukluk, idrar ka&ccedil;ırma şikayeti varsa.</li>
</ol>
<p>Kas iskelet sisteminden kaynaklanan ağrılar genellikle ani başlangı&ccedil;lıdır ve fiziksel hareket ile ilgilidir. Bu tip ağrılar aktivite, ağır kaldırma, uzun s&uuml;re aynı pozisyonda oturma gibi fakt&ouml;rler ile ilişkili veya bunlardan tamamen bağımsız olarak ortaya &ccedil;ıkabilir. Bu t&uuml;r hastalarda kas spazmı belirgindir ve bastırmak ile ağrı artabilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">BEL FITIĞI NEDİR?</h2>
<p>Bel fıtığı en sık 35-50 yaş arasında ve her iki cinste de eşit olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Ağır işlerde &ccedil;alışanlar, ev hanımları, uzun s&uuml;re oturmak zorunda kalan masa başı &ccedil;alışanları, şof&ouml;rler, s&uuml;rekli ayakta duran &ouml;ğretmen, garson gibi mesleği olanlar bel fıtığına yakalanma olasılığı en fazla olan kesimdir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bel Fıtığı Nasıl Oluşur?</h2>
<p>Omurgalar arasında bulunan disk denilen kıkırdak dokunun omurgaların basısı nedeniyle bacağın &ccedil;eşitli b&ouml;lgelerine giden sinirleri sıkıştırmasıyla oluşur. Bazen ani bir zorlama, ağır bir şey kaldırma, ters bir hareket veya &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, hapşırma bile bel fıtığına neden olabilir. Ama bel fıtığının en &ouml;nemli nedeni yaş ve tekrarlayan k&uuml;&ccedil;&uuml;k travmalardır.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bel Fıtığının Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Hastalar aniden ortaya &ccedil;ıkan sırt ve bacak ağrısı ile başvurabilirler. Ağrı uyluk arka kısmına ve baldıra, ayak tabanına yayılan rahatsızlıktan yakınırlar. Ayaklarda uyuşmalar, hareket kısıtlılıkları, y&uuml;r&uuml;me ve oturmada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k bel fıtığının belirtileridir. Bel fıtığı ilerlerse idrar ka&ccedil;ırma, cinsel fonksiyonlarda kayıp (iktidarsızlık) ve y&uuml;r&uuml;yememe gibi belirtiler de olabilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bel Fıtığı Teşhisi Nasıl Konur?</h2>
<p>Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı veya fizik tedavi uzmanı tarafından hastanın yapılan muayenesi sonucunda r&ouml;ntgen, tomografi ve manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme (MR) tetkikleri istenebilmektedir. Bel fıtığı i&ccedil;in &ouml;zellikle MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme &ouml;nemlidir ve bası derecesi belirlenebilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bel Fıtığının Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>Bel fıtıklarında konservatif tedavi mi (ila&ccedil; tedavisi, fizik tedavi), ağrı tedavisi (algoloji) yoksa cerrahi tedavi mi yapılacağı &ouml;nemlidir.</p>
<p>Bel fıtığı başlangı&ccedil; safhasında, hastaya ağrı kesici ve kas gevşetici ila&ccedil;ların verilmesi, yatak istirahati ve belini zorlayacak hareketlerden ka&ccedil;ınması &ouml;nerilir. Hasta tedaviye yanıt alamazsa fizik tedavi ve ağrı tedavisine (algoloji) başvurabilir.<br>Bel fıtığı İlerlerse, fizik tedaviye rağmen hastanın ağrıları devam ediyorsa veya g&uuml;&ccedil; kaybı, bacakta incelme, dayanılmaz ağrılar varsa ameliyat gerekebilir.</p>
<p>Bel fıtıklarında acil ameliyat bulguları;</p>
<ol>
<li>Ani başlayan ağrı, kuvvet kaybı, his kaybı ve idrar ka&ccedil;ırma şikayeti,</li>
<li>İlerleyici g&uuml;&ccedil; kaybı,</li>
<li>Yeterli konservatif tedaviye rağmen dayanılmaz ağrı hissedilmesidir.</li>
</ol>
<p>Eğer ameliyat edilmez ve sinire bası devam ederse hastada idrarını tutamama, cinsel g&uuml;c&uuml;n kaybı, ayaklarda fel&ccedil; gibi sorunlar gelişebilir. Halk arasında ge&ccedil;mişten gelen bir korku mevcuttur. Ameliyat olursam sakat kalırım, uzun s&uuml;re yataktan kalkamam, korse takmak zorunda kalırım veya fıtığım tekrarlar, tekrar ameliyat olurum gibi inanışlar var. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde teknoloji ve ameliyat y&ouml;ntemleri gelişmiştir. Mikrocerrahi ve endoskopik (kamera y&ouml;ntemi) ameliyatlar ile hasta kısa s&uuml;rede ayağa kalkıp taburcuları yapılabilmektedir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Bel fıtığı hastasının dikkat etmesi gerekenler?</h2>
<ol>
<li>Hasta kesinlikle bir iki kiloyu aşan ağırlıkları kaldırmamalıdır.</li>
<li>&Ouml;ne ve yanlara doğru eğilme, belin b&uuml;k&uuml;lmesi yasaklanır. Eğer yerden bir şey alınacaksa hastanın &ccedil;&ouml;melerek alması s&ouml;ylenir.</li>
<li>Hastaların otururken belinin arkasına bel boşluğunu yok edecek şekilde bir yastık koymaları ve yirmi dakikadan fazla oturmamaları &ouml;nerilir. Eğer hastanın mesleği gereği uzun s&uuml;re oturması gerekiyorsa her yirmi dakikada bir y&uuml;r&uuml;mesi &ouml;nerilir.</li>
<li>Hasta ortopedik yatakta yatmalıdır.</li>
<li>Trakt&ouml;r kullanmamalı, uzun s&uuml;re araba kullananlara ise yirmi dakikada bir arabalarını park edip arabalarının etrafında birka&ccedil; kez d&ouml;nmeleri tavsiye edilir.</li>
<li>Hastanın yukarıya doğru uzanması yasaklanır. Yukarıdan bir şey alacaksa bir iskemle veya merdivenin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkıp alması s&ouml;ylenir.</li>
<li>Hastaya belini daima sıcak tutması, a&ccedil;ık pencere veya havalandırma (klima) &ouml;n&uuml;nde durmaması hatırlatılır.</li>
<li>Abdest alırken bacak lavobaya uzatılmamalıdır. Yer sofrası kullanılmamalıdır.</li>
<li>Bel ve bacak ağrısı olan hastalar mutlaka stresten ka&ccedil;ınmalıdır. Stres ağrıyı arttırmak yanında bel fıtığının ilerlemesine de yol a&ccedil;abilir.</li>
</ol>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Mikrocerrahi Nedir?</h2>
<p>Diskektomi, sinire bası yapan fıtığın &ccedil;ıkarılması işlemidir. Bu ameliyat deride k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi, bazı bağ dokusu ve kemik dokusu alındıktan sonra fıtık par&ccedil;alarının temizlenmesini i&ccedil;erir. Klasik bel fıtığı ameliyatları (a&ccedil;ık diskektomi) hastaların tam olarak iyileşememeleri, fıtıkları tekrar etmesi sonucunda; teknoloji gelişmesi ile ( MR, tomografi, mikroskop) g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde yaygın olarak kullanılan mikrodiskektomi y&ouml;ntemi geliştirilmiştir. K&uuml;&ccedil;&uuml;k cilt kesisi, kas dokusu az sıyrılır ve daha az kemik alındığı i&ccedil;in ve sinir yaralanması ihtimali d&uuml;ş&uuml;k olduğu i&ccedil;in hastalar ameliyat olduktan altı-yedi saat sonra ayağa kalkıp y&uuml;r&uuml;mekte ve bir gece hastanede yattıktan sonra evlerine gidebilmektedir. Hasta genel anestezi (uyutulup) veya spinal anestezi (uyanık, belden aşağısı uyuşturulup) ile yapılmaktadır. Ameliyat, ortalama 1 saat s&uuml;rmektedir (30 dakika-90 dakika arası).</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ameliyat sonrası?</h2>
<p>Ameliyattan sonra belde kesi yapılan yerde ağrı hissedebilirsiniz. Ameliyat sonrasında uyuşukluk ve g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k hemen ge&ccedil;meyebilir. Y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş &ouml;nemlidir. İlk 2 hafta boyunca d&uuml;zenli olarak y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yapılmalıdır. Sonrasında bel egzersizi, y&uuml;zme veya bisiklet kullanabilirsiniz. Doğru ameliyat sonrası fizik tedavi ile iyileşme hızlı olur.</p>
<p>Ağır bedensel iş yapmayanlar 2-4 hafta arasında işlerine d&ouml;nebilir. Ağır işlerde, kuvvetli titreşimli iş makineleri kullananlar 6-8 hafta arasında işlerine d&ouml;nebilir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Diğer Cerrahi Metotları Nelerdir?</h2>
<p>Lazerle bel fıtığı ameliyatları, perk&uuml;tan&ouml;z endoskopik diskektomi denilen ayaktan cerrahi tedaviler ve kemon&uuml;kleozis denilen ila&ccedil;la diskin eritilmesi metotları mevcuttur.</p>

Bel ve Sırt Ağrısı Genellikle duruş bozukluğu ve kas yorgunluğundan kaynaklansa da, inatçı ağrılar fıtık veya omurga kireçlenmesinin habercisi olabilir. İlaç ve fizik tedaviye rağmen geçmeyen, yaşam kalitesini düşüren durumlarda; nokta atışı enjeksiyonlar veya cerrahi müdahale ile hasta ağrısız hareket özgürlüğüne kavuşur.

man-suffering-from-back-pain-after-sleeping-uncomfortable-mattress-home.jpg

<div class="fusion-tb-header">
<div class="elementor elementor-861" data-elementor-type="wp-page" data-elementor-id="861">
<section class="elementor-section elementor-top-section elementor-element elementor-element-8b6e850 elementor-section-stretched elementor-section-boxed elementor-section-height-default elementor-section-height-default" data-id="8b6e850" data-element_type="section" data-settings="{&quot;stretch_section&quot;:&quot;section-stretched&quot;}">
<div class="elementor-container elementor-column-gap-default">
<div class="elementor-column elementor-col-66 elementor-top-column elementor-element elementor-element-35556a8" data-id="35556a8" data-element_type="column">
<div class="elementor-widget-wrap elementor-element-populated">
<div class="elementor-element elementor-element-ac47e8b elementor-widget elementor-widget-text-editor" data-id="ac47e8b" data-element_type="widget" data-widget_type="text-editor.default">
<div class="elementor-widget-container">
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">UYANIK BEYİN AMELİYATI NEDiR?</h2>
<p>Beyin t&uuml;m&ouml;rleri veya epileptik gibi bazı n&ouml;rolojik problemlerin tedavi edilmesi amacıyla, cerrahi işlemin hasta uyanıkken (genel anestezi verilmeden) yapıldığı bir operasyon &ccedil;eşididir (Uyanık kraniyotomi).</p>
<p>T&uuml;m&ouml;r&uuml;n&uuml;z&uuml;n veya n&ouml;bet odağınızın merkezi; beyninizin &ouml;nemli merkezlerine, hareket, konuşma, okuma, yazma, g&ouml;rme b&ouml;l&uuml;mlerine yakın ise cerrahi işlem sırasında uyanık kalarak size sorulan sorulara yanıt vererek, konuşma, g&ouml;rme ve hareketleriniz kontrol edilerek, hastada ciddi komplikasyon oluşmadan ger&ccedil;ekleşmesini sağlayabilirsiniz. Kısaca bu işlem sayesinde, ameliyat sonrası fel&ccedil; kalma, konuşamama ve k&ouml;rl&uuml;k gibi insan hayatında &ccedil;ok &ouml;nemli olan fonksiyonlarınızı yitirme ihtimalleri en aza inmiş olacaktır.<br>Anestezi sırasında uygulanacak anestezi ila&ccedil;larının doz ayarlaması &ccedil;ok hassas ve dar bir aralıkta ger&ccedil;ekleştiğinden deneyimli anestezi doktorları tarafından yapılmalıdır. Ekip &ccedil;alışması gerektiren bir anestezi tekniği olduğundan cerrah-anestezist işbirliği son derece &ouml;nemlidir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ameliyat sırasında hasta ağrı duyar mı?</h2>
<p>Uyanık ameliyat sırasında hasta hi&ccedil;bir şekilde ağrı duymaz. Hastaya genel anestezi yapılmadan, sadece ameliyat yapılacak olan alan uyuşturularak (lokal anestezi ajanları) ve hafif dozda sedasyon (sersemletme) yapılarak hasta rahatlatılır. Beyin t&uuml;m&ouml;r&uuml; &ccedil;ıkarılırken hasta ile konuşularak s&uuml;rekli n&ouml;rolojik muayene yapılır.</p>
<p>Hastanın bu ameliyat sırasında uyumlu olması gerekmektedir. Eğer hasta uyum sağlayamıyorsa genel anestezi altında operasyon yapılmalıdır. Uzun s&uuml;recek ameliyatlarda ve astım gibi hastalığı olanlarda uyanık ameliyat tercih edilmez.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Uyanık beyin ameliyatında:&nbsp;</h2>
<p>1) Hassas beyin b&ouml;lgesinde yerleşim g&ouml;steren lezyonlarda,</p>
<p>2) Bilinci a&ccedil;ık ve uyumlu olan hastalarda,</p>
<p>3) Kanama ve n&ouml;bet riski normal sınırlarda olan yapılabilir.</p>
<p>4) Hasta ameliyat sırasında sırt&uuml;st&uuml; ya da yan yatacak pozisyonda yapılabilmelidir.</p>
<p>5)Ameliyat sırasında &ouml;zel m&ouml;nitorizasyon işlemleri ve n&ouml;ronavigasyon kullanılabilinmektedir.</p>
<p>6) Genel anesteziye bağlı komplikasyonların olmaması,</p>
<p>7) Kısa yoğun bakım yatış s&uuml;resi &ouml;nemli avantajlarıdır.</p>
<p>Her merkezde yapılamayan bu ameliyatlar, Prof.Dr. Sel&ccedil;uk G&ouml;&ccedil;men&rsquo;in uzun s&uuml;reli tecr&uuml;be ve deneyimi sonucunda başarıyla yapılabilmektedir. Ameliyat ekibi , tecr&uuml;besi ve hibrit ameliyathane başarıda &ouml;nemlidir.</p>
</div>
</div>
</div>
</div>
<div class="elementor-column elementor-col-33 elementor-top-column elementor-element elementor-element-7b2c9e0" data-id="7b2c9e0" data-element_type="column">
<div class="elementor-widget-wrap elementor-element-populated">
<div class="elementor-element elementor-element-b2525dd elementor-widget elementor-widget-spacer" data-id="b2525dd" data-element_type="widget" data-widget_type="spacer.default">
<div class="elementor-widget-container">
<div class="elementor-spacer">
<div class="elementor-spacer-inner">&nbsp;</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</div>
<div id="sliders-container" class="fusion-slider-visibility"></div>
<main id="main" class="clearfix ">
<div class="fusion-row">
<section id="content">
<div id="post-861" class="post-861 page type-page status-publish hentry">
<div class="post-content">
<div class="elementor elementor-861" data-elementor-type="wp-page" data-elementor-id="861">
<section class="elementor-section elementor-top-section elementor-element elementor-element-8b6e850 elementor-section-stretched elementor-section-boxed elementor-section-height-default elementor-section-height-default" data-id="8b6e850" data-element_type="section" data-settings="{&quot;stretch_section&quot;:&quot;section-stretched&quot;}">
<div class="elementor-container elementor-column-gap-default">
<div class="elementor-column elementor-col-66 elementor-top-column elementor-element elementor-element-35556a8" data-id="35556a8" data-element_type="column">
<div class="elementor-widget-wrap elementor-element-populated">
<div class="elementor-element elementor-element-ac47e8b elementor-widget elementor-widget-text-editor" data-id="ac47e8b" data-element_type="widget" data-widget_type="text-editor.default">
<div class="elementor-widget-container">
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">UYANIK BEYİN AMELİYATI NEDiR?</h2>
<p>Beyin t&uuml;m&ouml;rleri veya epileptik gibi bazı n&ouml;rolojik problemlerin tedavi edilmesi amacıyla, cerrahi işlemin hasta uyanıkken (genel anestezi verilmeden) yapıldığı bir operasyon &ccedil;eşididir (Uyanık kraniyotomi).</p>
<p>T&uuml;m&ouml;r&uuml;n&uuml;z&uuml;n veya n&ouml;bet odağınızın merkezi; beyninizin &ouml;nemli merkezlerine, hareket, konuşma, okuma, yazma, g&ouml;rme b&ouml;l&uuml;mlerine yakın ise cerrahi işlem sırasında uyanık kalarak size sorulan sorulara yanıt vererek, konuşma, g&ouml;rme ve hareketleriniz kontrol edilerek, hastada ciddi komplikasyon oluşmadan ger&ccedil;ekleşmesini sağlayabilirsiniz. Kısaca bu işlem sayesinde, ameliyat sonrası fel&ccedil; kalma, konuşamama ve k&ouml;rl&uuml;k gibi insan hayatında &ccedil;ok &ouml;nemli olan fonksiyonlarınızı yitirme ihtimalleri en aza inmiş olacaktır.<br>Anestezi sırasında uygulanacak anestezi ila&ccedil;larının doz ayarlaması &ccedil;ok hassas ve dar bir aralıkta ger&ccedil;ekleştiğinden deneyimli anestezi doktorları tarafından yapılmalıdır. Ekip &ccedil;alışması gerektiren bir anestezi tekniği olduğundan cerrah-anestezist işbirliği son derece &ouml;nemlidir.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Ameliyat sırasında hasta ağrı duyar mı?</h2>
<p>Uyanık ameliyat sırasında hasta hi&ccedil;bir şekilde ağrı duymaz. Hastaya genel anestezi yapılmadan, sadece ameliyat yapılacak olan alan uyuşturularak (lokal anestezi ajanları) ve hafif dozda sedasyon (sersemletme) yapılarak hasta rahatlatılır. Beyin t&uuml;m&ouml;r&uuml; &ccedil;ıkarılırken hasta ile konuşularak s&uuml;rekli n&ouml;rolojik muayene yapılır.</p>
<p>Hastanın bu ameliyat sırasında uyumlu olması gerekmektedir. Eğer hasta uyum sağlayamıyorsa genel anestezi altında operasyon yapılmalıdır. Uzun s&uuml;recek ameliyatlarda ve astım gibi hastalığı olanlarda uyanık ameliyat tercih edilmez.</p>
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="44" data-lineheight="61.6px">Uyanık beyin ameliyatında:&nbsp;</h2>
<p>1) Hassas beyin b&ouml;lgesinde yerleşim g&ouml;steren lezyonlarda,</p>
<p>2) Bilinci a&ccedil;ık ve uyumlu olan hastalarda,</p>
<p>3) Kanama ve n&ouml;bet riski normal sınırlarda olan yapılabilir.</p>
<p>4) Hasta ameliyat sırasında sırt&uuml;st&uuml; ya da yan yatacak pozisyonda yapılabilmelidir.</p>
<p>5)Ameliyat sırasında &ouml;zel m&ouml;nitorizasyon işlemleri ve n&ouml;ronavigasyon kullanılabilinmektedir.</p>
<p>6) Genel anesteziye bağlı komplikasyonların olmaması,</p>
<p>7) Kısa yoğun bakım yatış s&uuml;resi &ouml;nemli avantajlarıdır.</p>
<p>Her merkezde yapılamayan bu ameliyatlar, Prof.Dr. Sel&ccedil;uk G&ouml;&ccedil;men&rsquo;in uzun s&uuml;reli tecr&uuml;be ve deneyimi sonucunda başarıyla yapılabilmektedir. Ameliyat ekibi , tecr&uuml;besi ve hibrit ameliyathane başarıda &ouml;nemlidir.</p>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</main>

Uyanık Beyin Ameliyatı Konuşma veya hareket merkezine komşu tümörlerde, hasta uyutulmadan ve doktoruyla konuşarak yapılan ileri düzey bir cerrahidir. Tümör temizlenirken hastanın fonksiyonları anlık test edilir. Böylece hassas bölgeler korunarak, konuşma kaybı veya felç riski en aza indirilir ve güvenli tedavi sağlanır.

surgery-team-overlay-neurology-working-research-operation-hospital-theater-confident-patient-trust-male-person-hands-professional-tools-brain-anatomy-skull-medical-doctors.jpg

<h2><strong>Omurga Kırıkları</strong></h2>
<p>Hastalarda aniden şiddetli ortaya &ccedil;ıkan bel, sırt veya boyun ağrıları, omurga kırıklarının habercisi olabilir. Acil doktora başvurulmalıdır!</p>
<p>Omurga kırıkları, omurga kemiklerinin bir veya daha fazla par&ccedil;asının kırılması sonucunda meydana gelen ciddi yaralanmalardır. Bu t&uuml;r kırıklar, d&uuml;şme, trafik kazaları, spor aktiviteleri sırasında yaşanan darbeler, kemikleri zayıflatan enfeksiyonlar (t&uuml;berk&uuml;loz, brusella gibi), kanserler (kemiğin kendi kanseri veya metastazları) ya da osteoporoz (kemik erimesi) gibi nedenlerle ortaya &ccedil;ıkabilir.</p>
<p>&nbsp; &ldquo;Omurga kırıkları genellikle acil tıbbi m&uuml;dahale gerektiren ciddi durumlar arasında yer alır. Omurga kırıklarının tedavisinde &ouml;zellikle omurganın fonksiyonel b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; ve omurilik ile sinir k&ouml;klerinin korunması ama&ccedil;lanır. Kırıklarda basıya bağlı hasar g&ouml;ren sinirleri fel&ccedil; olmadan basıdan kurtarmak ve normal anatomik fonksiyonel yapıyı desteklemektir&rdquo;</p>
<h2><strong><u>Kimlerde daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r?</u></strong></h2>
<p>Kemik erimesine (osteoporoza) bağlı gelişen omurga kırıkları &ouml;zellikle menopoz sonrası kadınlarda daha &ccedil;ok g&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, travmaya bağlı omurga kırıkları erkeklerde daha sık karşımıza &ccedil;ıkmaktadır.</p>
<p>Sırt omurgasındaki kırıklar genellikle metastaz veya omurga kemiğinin kendi t&uuml;m&ouml;rlerinden kaynaklanmaktadır.</p>
<p>İşte omurga kırıkları hakkında hastaları bilgilendirmek i&ccedil;in &ouml;nemli noktalar:</p>
<ul>
<li><strong>Belirtiler:</strong>&nbsp;Omurga kırığı olan kişilerde şiddetli sırt, boyun veya bel ağrısı, hareket kısıtlılığı, uyuşma, karıncalanma veya kas g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml; gibi belirtiler g&ouml;r&uuml;lebilir. Omurilik yaralanması s&ouml;z konusuysa fel&ccedil; gibi daha ciddi sonu&ccedil;lar ortaya &ccedil;ıkabilir.</li>
<li><strong>Hemen Tıbbi Yardım:</strong>&nbsp;Omurga kırığı ş&uuml;phesi varsa, derhal tıbbi yardım alınmalıdır. Kırık nedeniyle omuriliğe zarar gelmiş olabilir, bu da acil tedavi gerektiren bir durumdur.</li>
<li><strong>Teşhis:</strong>&nbsp;Doktor, fizik muayene, r&ouml;ntgen, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme (MRG) gibi g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemleriyle omurga kırığını teşhis eder. Bu g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemleri, kırığın t&uuml;r&uuml;n&uuml;, yerini ve ciddiyetini belirlemeye yardımcı olur. Kırıklar &ccedil;&ouml;kme kırıkları, patlama kırıkları ve kırıklı &ccedil;ıkıklar olarak sınıflandırılmaktadır. Burada kırığın tipine g&ouml;re ileri tetkikler gerekebilir. Kansere bağlı kırık d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yorsa, hasta onkoloji b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne y&ouml;nlendirilerek acil PET-BT denilen t&uuml;m v&uuml;cudun kanser taraması yapılması ve kanda t&uuml;m&ouml;r marker&rsquo;ları denilen tetkiklerin yapılması gerekir. Kemik erimesine(osteoporoz) bağlı kırık ise kemik yoğunluğunu değerlendiren g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lemeler (QCT, kemik yoğunluğu &ouml;l&ccedil;&uuml;m&uuml; gibi) yapılarak endokrinoloji b&ouml;l&uuml;m&uuml;nce kalsiyum, d vitamin d&uuml;zeylerine bakılarak ila&ccedil; tedavisine hemen ila&ccedil; tedavisine başlanmalıdır. Enfeksiyon d&uuml;ş&uuml;n&uuml;len hastalarda ise acil tam kan, sedim, CRP, procalcitonin, t&uuml;berk&uuml;loz (verem), brusella gibi kan tahlilleri istenmelidir.</li>
</ul>
<p>&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Tedavi Se&ccedil;enekleri:</strong>&nbsp;Omurga kırıkları &ccedil;eşitli şekillerde tedavi edilebilir. Bu tedavi se&ccedil;enekleri kırığın tipine, yerine, ciddiyetine ve hastanın sağlık durumuna g&ouml;re değişebilir. Kırık konservatif (cerrahi olmayan) veya cerrahi y&ouml;ntemlerle tedavi edilebilir.
<ol>
<li><strong>Konservatif Tedavi:&nbsp;</strong>Bu y&ouml;ntemde genellikle hafif veya stabil kırıklar i&ccedil;in &ccedil;elik korse veya boyunluk kullanılabilir. Hasta dinlenmeli (yatak istirahati yaklaşık 3-4 hafta), omurgayı destekleyen korse veya boyunluk kullanılmalı ve bazen fizyoterapi gerekebilir. Ağrı &ccedil;ok fazla olduğu i&ccedil;in algolojik tedavi &ouml;nemlidir. Ayrıca Osteoporoz tedavisi kemik erimelerinde başlanmalıdır. Enfeksiyona bağlı kırıklarda hastalığa yol a&ccedil;an mikroorganizma tespit edilerek hızlıca antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Gerekirse hiperbarik oksijen tedavisi başlanmalıdır.</li>
<li><strong>Cerrahi Tedavi:</strong>&nbsp;Daha karmaşık kırıklar veya omurilik yaralanmaları durumunda cerrahi m&uuml;dahale gerekebilir.</li>
</ol>
</li>
</ul>
<p>&nbsp;</p>
<ol>
<li><strong>Biyopsi:</strong>&nbsp;Ş&uuml;pheli lezyonlarda, &ouml;zellikle t&uuml;m&ouml;rlerde biyopsi işlemi yapılabilir. Enfeksiyonlarda mikroorganizmayı tespit etmek i&ccedil;in biyopsi ile &ouml;rnekleme yapılabilir. Kemiğe komşu b&ouml;lgede abse varsa biyopsi ile aspire edilerek mikrobiyolojiye g&ouml;nderilebilir.</li>
</ol>
<p><strong>&nbsp;</strong></p>
<ol>
<li><strong>Vertebroplasti ve Kifoplasti:</strong>&nbsp;Bu prosed&uuml;rlerin genel ismi kemik &ccedil;imentolaması olarak bilinmektedir. Omurga kemiklerinin i&ccedil;ine diş dolgusu gibi sement denilen &ouml;zel bir karışım ile doldurulması yoluyla kırıkların stabilize edilmesini ama&ccedil;lar. &Ouml;zellikle osteoporoz gibi kemik erimesi durumlarında tercih edilmektedir.</li>
</ol>
<ul>
<li><strong>F&uuml;zyon Cerrahisi:</strong>&nbsp;Stabilizasyon cerrahisi; halk arasında platin veya vidalama olarak da bilinir. Kırık olan omurga segmenti, sağlam olan kemiklere vida, plak veya rod &ccedil;ubuk gibi implantlarla sabitlenebilir. Bu, omurga segmentlerinin kaynamasına ve kırığın iyileşmesine yardımcı olur. Omurilik, sinir basısı varsa dekompresyon denilen kemiklerin alınarak basının kaldırılması işlemi de yapılmaktadır.</li>
</ul>
<ol>
<li><strong>Deformite D&uuml;zeltme:</strong>&nbsp;Ciddi omurga kırıklarının ardından oluşan deformitelerin d&uuml;zeltilmesi amacıyla f&uuml;zyon yani stabilizasyon ameliyatı yapılmaktadır.</li>
</ol>
<p><strong>&nbsp;</strong></p>
<h2><strong>HİBRİT AMELİYATHANE</strong></h2>
<p>Omurga kırıkları hibrit ameliyathane şartlarında daha y&uuml;ksek başarı ve d&uuml;ş&uuml;k komplikasyon oranlarıyla tedavi edilebiliyor. Hibrit ameliyathaneler bilindiği gibi O-ARM CT (tomografi), n&ouml;ro-navigasyon sistemi, yeni nesil floresan filtreli mikroskop, intraoperatif n&ouml;romonit&ouml;rizasyon gibi cihaz ve g&uuml;ncel teknolojilerin kullanıldığı yeni nesil ameliyathanelerdir. Hastalar yoğun bakımda kalmadan, kısa s&uuml;rede 3-5 g&uuml;n i&ccedil;inde taburcu olabilmektedir.&nbsp;</p>
<p>&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Rehabilitasyon:</strong>&nbsp;Tedavinin ardından, doktorun &ouml;nerdiği şekilde rehabilitasyon s&uuml;recine başlanmalıdır. Fizyoterapi ve egzersizler, omurganın g&uuml;&ccedil;lenmesine, esnekliğinin artmasına ve normal işlevine d&ouml;nmesine yardımcı olur. Ciddi kırıklarda 2-3 ayda hasta normal hayatına geri d&ouml;nebilmektedir. Fel&ccedil; olan hastalarda ise daha uzun rehabilitasyon s&uuml;reci olmaktadır.</li>
<li><strong>Omurga Kırıklarında Komplikasyonlar:</strong></li>
</ul>
<ol>
<li>Omurilik Hasarı: Omurga kırıkları omurilik yaralanmasına neden olabilir. Bu durumda, tedavi planı omuriliği korumayı ve iyileştirmeyi hedefleyecektir.</li>
<li>Enfeksiyon: Cerrahi m&uuml;dahale sonrası enfeksiyon riski olabilir. Par&ccedil;alı ve a&ccedil;ık kırıklarda g&ouml;r&uuml;lebilir. İyileşme d&ouml;neminde dikiş yerlerini ve genel sağlık durumunu izlemek &ouml;nemlidir.</li>
</ol>
<p>&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Uzun D&ouml;nem Etkiler:</strong>&nbsp;Omurga kırıkları sonrasında uzun d&ouml;nemde bel ağrıları, hareket kısıtlılığı veya omurga deformiteleri gibi sorunlar ortaya &ccedil;ıkabilir. Bu nedenle d&uuml;zenli doktor kontrolleri ve &ouml;nerilere uyum &ouml;nemlidir.</li>
</ul>
<p>&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>&Ouml;nleme:</strong>&nbsp;Omurga kırıklarından ka&ccedil;ınmak i&ccedil;in g&uuml;venlik &ouml;nlemleri almak &ouml;nemlidir. &Ouml;zellikle iş kazalarında, trafikte dikkatli s&uuml;r&uuml;ş, spor yaparken uygun koruyucu ekipman kullanımı ve d&uuml;şmeleri &ouml;nlemeye y&ouml;nelik adımlar almak, riski azaltabilir.</li>
</ul>
<p>Denize ve suya dalarken derinliği bilinmiyorsa balıklama atlanmamalıdır. Menopoz sonrası kadınlarda d&uuml;zenli kontrollerle kemik erimelerinin seviyesine bakılmalıdır. G&uuml;nl&uuml;k kalsiyum ve D vitamini ihtiya&ccedil;ları karşılanmalıdır.&nbsp;&nbsp;</p>
<p>Omurga kırıkları ciddi ve karmaşık yaralanmalar olduğundan, bir doktordan alınan doğru bilgi ve uygun tedavi yaklaşımı &ouml;nemlidir. Bu nedenle herhangi bir ş&uuml;phe durumunda en kısa s&uuml;rede tıbbi yardım almanız &ouml;nemlidir.</p>

Omurga Kırıkları Travma veya kemik erimesi (osteoporoz) sonucu oluşan kırıklar, şiddetli ağrı ve hareket kaybına yol açar. Kırığın tipine göre; kapalı yöntemle çimento enjeksiyonu (Vertebroplasti) veya vidalama (Stabilizasyon) uygulanır. Amaç, omurgayı güçlendirerek hastayı en kısa sürede ağrısız şekilde ayağa kaldırmaktır.

mri-lumbar-spine-compression-fracture-bulging-l1-2-doctor-point-lumbar-spondylosis-from-l1-2-l5-s1-discs-medical-healthcare-concept.jpg

<div class="fusion-tb-header">
<div class="elementor elementor-1260" data-elementor-type="wp-page" data-elementor-id="1260">
<section class="elementor-section elementor-top-section elementor-element elementor-element-d3e6840 elementor-section-stretched elementor-section-boxed elementor-section-height-default elementor-section-height-default" data-id="d3e6840" data-element_type="section" data-settings="{&quot;stretch_section&quot;:&quot;section-stretched&quot;}">
<div class="elementor-container elementor-column-gap-wide">
<div class="elementor-column elementor-col-66 elementor-top-column elementor-element elementor-element-1319673" data-id="1319673" data-element_type="column">
<div class="elementor-widget-wrap elementor-element-populated">
<div class="elementor-element elementor-element-3f2fd06 elementor-widget elementor-widget-text-editor" data-id="3f2fd06" data-element_type="widget" data-widget_type="text-editor.default">
<div class="elementor-widget-container">
<h2 class="fusion-responsive-typography-calculated" data-fontsize="36" data-lineheight="46.8px"><strong>Anne karnında &ldquo;başa&rdquo; gelen sorun&nbsp;Beyincik Sarkması</strong></h2>
<p>Her yaşta g&ouml;r&uuml;lebilmesinin nedenini tam olarak bilmesek de tedavisinde hayli yol kat edilmiş durumda. Ge&ccedil;meyen baş ağrıları, yutma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; ya da baş d&ouml;nmesi gibi belirtilerle kendini g&ouml;steren ve doğuştan gelen beyincik sarkması, g&uuml;n&uuml;m&uuml;z cerrahi uygulamalarıyla &ccedil;&ouml;z&uuml;lebiliyor.</p>
<p>&ldquo;&Ccedil;ocuklarda da g&ouml;r&uuml;lebilen beyincik sarkmasına genellikle 20-30 yaş arasında ve kadınlarda daha sık rastlıyoruz. Ancak nedeni tam olarak belli değil.&rdquo;</p>
<p>&ldquo;Beyincik sarkması, hastaları ve ailelerini etkileyen ciddi bir sorun. Tanı sonrası t&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerde hastalar, hastalıklarını anlamalı, kendilerini eğitmeli ve sağlık hizmetini y&ouml;netmede doktorlarıyla iş birliği i&ccedil;inde olmalıdırlar.&rdquo;</p>
<p>Beyincik sarkması (Arnold- Chiari hastalığı), beyinciğin tonsil dediğimiz yapılarının omurilik soğanı ile omuriliğin birleştiği yere doğru ilerleyerek buradan ge&ccedil;en sinirleri sıkıştırması sonucu oluşan bir hastalık. Bu nedenle tonsillerin anatomik yapısı ve şekli, beyincik sarkması tanısında da &ouml;nemli bir role sahip. Yapılan araştırmalara g&ouml;re toplumun y&uuml;zde 1-3&rsquo;&uuml;nde g&ouml;r&uuml;len beyincik sarkmasının, her şeyden &ouml;nce doğuştan gelen bir sorundur. Yani bu, anne karnında ortaya &ccedil;ıkan gelişimsel bir anomali. Genetik fakt&ouml;rler (beyinciğin yerleştiği arka &ccedil;ukurun k&uuml;&ccedil;&uuml;k olması gibi) ve bazı sendromlar (Klippel-Feil sendromu vs.), kemik anomalileri, beyinde t&uuml;m&ouml;r veya kist olması, hamilelikte folik asit eksikliği, ila&ccedil; ya da kimyasal ajanlara maruz kalmak gibi pek &ccedil;ok neden beyincik sarkmasının bir sebebi olabilir. &Ccedil;ocuklarda da g&ouml;r&uuml;lebilen bu sorun, genellikle 20-30 yaş aralığında ve kadınlarda daha sık &ccedil;ıkıyor karşımıza. Neden herhangi bir yaşta ortaya &ccedil;ıktığı ise tam bir kara kutu.</p>
<p>Beyincik sarkmasının etkisiyle omuriliğin, beyinciğin sıkışmasına bağlı bulgular ortaya &ccedil;ıkabiliyor. Ayrıca omuriliğin ortasında bulunan kanalda beyin omurilik sıvısının (BOS) dolaşımında tıkanmaya yol a&ccedil;arak basıncın artmasına bağlı belirtiler de g&ouml;r&uuml;lebiliyor. &Ouml;rneğin, beyinde BOS basıncının artması sonucu &ldquo;Hidrosefali&rdquo;, omurilik kanalındaki basıncın artması sonucu genişlemesiyle &ldquo;Siringomyeli&rdquo; dediğimiz klinik tablolar ortaya &ccedil;ıkabiliyor. Bu iki hastalık başka hastalıklarla da g&ouml;r&uuml;lebildiği gibi, tek başlarına ortaya &ccedil;ıkmaları da m&uuml;mk&uuml;n.</p>
<p>Ehler-Danlos sendromu denilen bağ dokusu hastalığı (aşırı esneyen deri, eklem dokusu) beyincik sarkmasının alt grubu olarak kabul ediliyor. Beyincik sarkması olan yetişkin hastaların y&uuml;zde 10&rsquo;unda &ldquo;Ps&ouml;dot&uuml;m&ouml;r Serebri&rdquo; g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Şikayetleri ise; g&ouml;zlerde basınca yol a&ccedil;an baş ağrısı, bulantı/kusma, baş d&ouml;nmesi, bulanık g&ouml;rme, boyun, omuz veya sırt ağrısı şeklindedir.</p>
<h2><strong>KESİN TANI İ&Ccedil;İN NELER YAPILIYOR?</strong></h2>
<p>Beyincik sarkması, anne karnında yapılan ultrasonografiyle saptanabiliyor. Ancak doğduktan sonraki yıllarda, şikayetlere g&ouml;re genellikle diğer hastalıklarla karışabiliyor. Hastalığı tespit edebilecek tek bir test yok. Bazen hastalar, şikayetleri nedeniyle farklı uzmanlıklardan pek &ccedil;ok doktora gidebiliyor; bu da tanı s&uuml;recinin uzun yıllara yayılmasına sebep olabiliyor. Hastanın hikayesi dinlendikten sonra muayene s&uuml;reci başladığında ilk yapılacak şey, MR ile tomografi g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lerinin alınması olacaktır. Bu s&uuml;re&ccedil;te olası ş&uuml;pheli durumlara a&ccedil;ıklık getirmek i&ccedil;in bazı elektrofizyolojik &ccedil;alışmalar ve g&ouml;rme, işitme testleri de yapılıyor.<strong>&nbsp;</strong></p>
<h2><strong>TANI ZOR, PEKİ YA TEDAVİ?</strong></h2>
<p>Hastaların tanısı zor olduğu i&ccedil;in, semptomatik ve tanı konan hastaların yarısında cerrahi tedavi yapılıyor. Her hastanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bu s&uuml;re&ccedil;te, cerrahi tecr&uuml;benin &ouml;nemi de kuşkusuz &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k. Sorunu hafif d&uuml;zeyde olan hastalar &ouml;ncelikle &ldquo;Bekle ve G&ouml;r&rdquo; prensibiyle takip edilmelidir. Bunlar genellikle, başka nedenlerle (kafa travması gibi) &ccedil;ekilen MR&rsquo;da tesad&uuml;fen tanı almış hastalardır. Bazı hastalar ameliyattan &ccedil;ekindikleri i&ccedil;in ila&ccedil; tedavisi de uygulanabilir. B&ouml;yle hastalarda yaşam tarzları yeniden d&uuml;zenlenir ve ağrılar i&ccedil;in ila&ccedil;lar verilir. Sadece baş ağrısı şikayeti olan hastalarda cerrahi karar vermek i&ccedil;in uzun s&uuml;reli takip ve ila&ccedil; tedavisi gerekebilir. Hasta &ldquo;Bekle ve G&ouml;r&rdquo; aşamasında fayda g&ouml;rmez, şikayetlerinden kurtularak yaşam kalitesini y&uuml;kseltmek isterse bu kez ilk se&ccedil;enek cerrahi olacaktır.</p>
<p>Yaklaşık 2-4 saat s&uuml;ren ameliyattan sonra hastalar nadiren 1 gece yoğun bakımda takip edilir ve genellikle 3-4 g&uuml;n hastanede yattıktan sonra taburcu olurlar. Dikişlerin kaynaması 7-10 g&uuml;n arası bir s&uuml;rede tamamlanırken, hastaların g&uuml;nl&uuml;k hayatlarına d&ouml;nmeleri 3 hafta ile 3 ay arasında değişkenlik g&ouml;sterebilir. Ağır hastalarda ve cerrahi sonrası komplikasyon yaşayan hastalarda ise normale d&ouml;n&uuml;ş daha ge&ccedil; olabilir veya belirli rahatsızlıklar sekel olarak kalabilir.<strong>&nbsp;</strong></p>
<h2><strong>AĞIR SEYREDEN HASTALARDA CERRAHİ TEDAVİ</strong></h2>
<p>Muayenesinde sorun tespit edilen, sirinks ve hidrosefalisi (beyinde su toplaması) olan, sıkışıklığın arttığı, k&ouml;t&uuml;leştiği hastalarda cerrahi tedavi yapılır. Sirinks eşlik eden hastalarda genellikle arka &ccedil;ukurun tıraşlanarak (dekompresyon) genişletilmesi ve atlas kemiğinin arka taraftan alınarak buradaki bası yapan bağ dokularının serbestleştirilmesi sağlanır. Bazı cerrahlar beyin zarını a&ccedil;arak yama tekniğini kullanabilse de bu y&ouml;ntem d&uuml;nyada tartışmalı bir konu. Uygun olgularda gerekirse tonsil denilen sıkışıklığa yol a&ccedil;an dokunun yakılarak k&uuml;&ccedil;&uuml;lt&uuml;lmesi de m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bazı beyincik sarkmaları ağır tiplerinde &ldquo;dekompresyon cerrahisi&rdquo; dışında mikrocerrahi ya da &ldquo;Ventrik&uuml;loperitoneal Şant&rdquo; gibi cerrahi tedavi y&ouml;ntemleri de mevcut.</p>
<p>Dekompresyon sonrası servikal instabilite (n&ouml;rolojik bir sorun) olabilecek hastalara vidalama ameliyatları yapılabildiğini de belirtelim. Bu hastalarda g&ouml;r&uuml;len omurga eğriliğinin derecesi takip edilerek gerekirse cerrahi yapılabilirken; &ouml;n taraftan ciddi bir bası varsa ağız i&ccedil;inden girilerek dekompresyon cerrahisi uygulamak da m&uuml;mk&uuml;n.</p>
<p>Omurilik kanalı i&ccedil;inde biriken BOS&rsquo;a bağlı genişlemeler de dekompresyon cerrahisi sonrası takip edilebiliyor. Beyincik sarkmasının rahatlatılması ile BOS dolaşımının normale d&ouml;nmesi sonucu bu kistik genişlemeler, 1-2 yıl i&ccedil;inde d&uuml;zeliyor. Ameliyat sonrası hastalar g&uuml;nl&uuml;k yaşantılarına geri d&ouml;nerken, zaman i&ccedil;inde şikayetler de hastaların tamamına yakınında azalarak ge&ccedil;iyor. Ameliyata bağlı komplikasyonlar ise; BOS ka&ccedil;ağına bağlı menenjit, ps&ouml;domeningosel, kanama ya da ameliyat b&ouml;lgesinde ağrı şeklinde olabilir, omurilikte yaralanmaya bağlı fel&ccedil; sorunları g&ouml;r&uuml;lebilir. Beyin zarı (dura) a&ccedil;ılmadan yapılan dekompresyon ameliyatlarında ise komplikasyon riski olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r (%1-3).</p>
<p><strong>KISA KISA&hellip;</strong></p>
<ul>
<li>Beyincik sarkması, hastaları ve ailelerini etkileyen ciddi bir hastalıktır.</li>
<li>Bir&ccedil;ok belirtiye yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Semptomatik, uygun hastalarda ger&ccedil;ek tedavi cerrahidir. Ama&ccedil;, beyin omurilik sıvısının (BOS) dolaşımını sağlamaktır.</li>
<li>Hidrosefali, Siringomiyeli, Ps&ouml;dot&uuml;m&ouml;r Serebri ve Ehler Danlos Sendromu sıklıkla bu soruna eşlik edebilir.</li>
<li>Ameliyat sonrası, &ccedil;ok ağır olmayan hastalarda şikayetler y&uuml;zde 80 d&uuml;zelir.</li>
<li>&Ccedil;ocuklarda cerrahi sonu&ccedil;lar yetişkinlere g&ouml;re daha iyidir.</li>
<li>&Ouml;zellikle kronik ağrı bazı hastalarda kalıcı sorun yaratabilir.</li>
<li>Birden fazla cerrahi uygulama &ccedil;ok az hastaya gerekebilir.</li>
<li>Hastalıkla ilgili bilinmeyenler, araştırmalar ilerledik&ccedil;e netleşmeye devam ediyor.</li>
<li>Beyincik sarkması olan hastalar, hastalıklarını anlamalı, kendilerini eğitmeli ve sağlık hizmetini y&ouml;netmede doktorlarıyla iş birliği i&ccedil;inde olmalıdırlar.</li>
</ul>
<p><strong>HANGİ TİPLERİ VAR?</strong></p>
<ul>
<li><strong>Tip 1:&nbsp;</strong>En sık g&ouml;r&uuml;len hafif şekli. Siringomyeli eşlik edebilir. Klinik bulgulara g&ouml;re 20 yaş veya daha ge&ccedil; d&ouml;nemlerde g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li>
<li><strong>Tip 2:&nbsp;</strong>Bebek doğduğunda spina bifida dediğimiz sorunla birlikte ortaya &ccedil;ıkar. Boynunda bir kesesi vardır. Hidrosefali sıklıkla g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li>
<li><strong>Tip 3:&nbsp;</strong>Nadir g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Beyincik ve beyin dokusu başın arka kısmında oluşan boşluktan dışarı doğru taşar.</li>
<li><strong>Tip 4:&nbsp;</strong>&Ccedil;ok nadir ve &ouml;l&uuml;mc&uuml;l seyreder.<strong>&nbsp;</strong></li>
</ul>
<p><strong>İKİ TİP DAHA EKLENDİ!</strong></p>
<p>Son g&uuml;ncel bilgilerde 2 yeni tip daha tanımlanmıştır: Tip 0 ve Tip 1.5. Bunlar da hafif d&uuml;zeyde seyreden tiplerdir</p>
<h2><strong>BEYİNCİK SARKMASI BELİRTİLERİ</strong></h2>
<p><strong>Bası derecesine ve yaş grubuna g&ouml;re şikayetler değişebilir:</strong></p>
<p><strong>1&nbsp;</strong>Genellikle enseden başlayan baş ağrısı (Hidrosefaliye bağlı da olabilir). Kafa i&ccedil;i basıncını artıran (ıkınma, hapşırma, &ouml;ks&uuml;rme, egzersiz gibi) durumlarda ağrı şiddetlenebilir. Ağrıya bazen bulantı ve kusma da eşlik edebilir.</p>
<p><strong>2&nbsp;</strong>Baş d&ouml;nmesi, denge kaybı (beyincik etkilenmesine bağlı), y&uuml;r&uuml;me bozukluğu.</p>
<p><strong>3&nbsp;</strong>G&ouml;rmede sorun (Nistagmus dediğimiz g&ouml;zde istem dışı hareketler), işitme sorunları (&ccedil;ınlama, işitme kaybı), yutkunma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;, konuşma ve solunum sorunu ve uyku apnesi gibi omurilik soğanı belirtileri.</p>
<p><strong>4&nbsp;</strong>Boyun ve omuzlarda ağrı, elektrik &ccedil;arpması hissi.</p>
<p><strong>5&nbsp;</strong>Siringomyeliye bağlı olarak kollarda, bacaklarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, uyuşukluk, sıcak ve soğuk ile ağrıyı hissetmeme, mesane (idrar kesesi) ve bağırsak kontrol&uuml;nde zayıflama.</p>
<p><strong>6&nbsp;</strong>Nadiren, bazı yetişkinlerde, kendine zarar verme veya intihara meyil gibi psikiyatrik durumlar.</p>
<p><strong>7&nbsp;</strong>Bebeklerde fontanellerde (bıngıldaklar, başın b&uuml;y&uuml;mesi) gerginlik, kusma, yutma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;, gelişme geriliği, sık huzursuzluk ve zayıf ağlama, epileptik n&ouml;bet ge&ccedil;irme, g&ouml;rme sorunu.</p>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</div>
<div id="sliders-container" class="fusion-slider-visibility"></div>
<main id="main" class="clearfix ">
<div class="fusion-row">
<section id="content">
<div id="post-1260" class="post-1260 page type-page status-publish hentry">
<div class="post-content">
<div class="elementor elementor-1260" data-elementor-type="wp-page" data-elementor-id="1260">
<section class="elementor-section elementor-top-section elementor-element elementor-element-d3e6840 elementor-section-stretched elementor-section-boxed elementor-section-height-default elementor-section-height-default" data-id="d3e6840" data-element_type="section" data-settings="{&quot;stretch_section&quot;:&quot;section-stretched&quot;}">
<div class="elementor-container elementor-column-gap-wide">
<div class="elementor-column elementor-col-66 elementor-top-column elementor-element elementor-element-1319673" data-id="1319673" data-element_type="column">
<div class="elementor-widget-wrap elementor-element-populated">
<div class="elementor-element elementor-element-3f2fd06 elementor-widget elementor-widget-text-editor" data-id="3f2fd06" data-element_type="widget" data-widget_type="text-editor.default">
<div class="elementor-widget-container">&nbsp;</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</div>
</div>
</section>
</div>
</main>

Beyincik Sarkması Tıbbi adıyla Chiari Malformasyonu; beyincik dokusunun omurilik kanalına sarkarak sıkışmasıdır. Genellikle öksürükle artan baş ağrısı ve denge kaybına yol açar. Mikrocerrahi ile sıkışan bölge rahatlatılarak beyin omurilik sıvısının doğal akışı sağlanır, omurilik üzerindeki baskı kaldırılarak kalıcı hasar önlenir.

beyinsik-sarkmasi-hi.jpg

Prof. Dr. Selçuk Göçmen, beyin ve sinir cerrahisi alanında modern tanı ve cerrahi tedavi yöntemleriyle hastalarına güvenilir sağlık hizmeti sunmaktadır.

İletişimveRandevu

Çalışma Saatleri

Adres

Sosyal Medya

RandevuveBilgiİçinBizeUlaşın

Bizeulaşın